En Büyük Fitnelerden Biri : ŞİA

Yorum bırakın

Günümüzde İran’da varlığını sürdüren ve ülkemizede bulaştırılmaya çalışılan,islam akidesine çok ters görüşleri olan bir fitne : ŞİA.

Şia’nın lugat manası ; fırka,bölük,taraftar ve yardımcıdır.Rasulüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)in vefatından sonra imametin ve hilafetin Hz.Ali ile soyundan gelenlere ait olduğunu iddia eden ve kendi içinde de bir çok kollara ayrılan mezhebin adıdır şia.

Şia mensuplarının hepsi de ehl-i beyt’e bağlılıkta ve onları yüceltmekte taassuba düşmüşlerdir.Zaten onları diğer mezhep ve fırkalardan ayıran en büyük ve en önemli özellik budur.Şia’nın Zeydiyye mezhesi dışındaki tüm kolları,Hz.Ali ve onun soyundan gelenlerin haricinde başta Hz.Ebu Bekir,Hz.Ömer ve Hz.Osman olmak üzere imamet (devlet başkanlığı) makamında oturan bütün halifelerin zalim olduğuna hükmederler.Hz.ALi ve soyundan gelenlerin kendilerinden başkalarına yaptıkları biatleri ise takiyye (göstermelik) kabul ederler.Şia’ya göre kendilerinden olmayan herkese takiyye yapmak caizdir.(Takiyye ; Şiî olmayanların çok olduğu yerde,Şiîliğini gizlemektir)

Şiîliğin Ortaya Çıkışı Daha fazla

ŞİA Tehlikesi – Şia Nedir ?

3 Yorum

Şia arapça bir kelimedir ve manası ; ‘taraftar’ demektir.
Hz.Osman şehit edildikten sonra Hz.Ali ve Hz.Muaviye arasında geçen olaylarda tarafların belirtilmesi için kullanılan bu tabir,SÖZDE Hz.Ali yandaşları için kullanılmaktaydı.


– Şia ; Hz.Ali’nin ve torunlarının halife olmasını savunmanında ötesinde bunu ‘imanın şartı sayarcasına’ ileriye götürmüştür,sapıtmıştır.
– Şia ; Hz.Ebu Bekir,Hz.Ömer,Hz.Osman,Hz.Aişe ve daha bir çok ashabın düşmanıdır.
– Şia ; Ehl-i sünnet fırkasının dışında,Rasulüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)in ‘Ümmetim 73 fırkaya ayrılacaktır.Bunlardan sadece biri kurtulacaktır.’ (1) Daha fazla

Masonluk Nedir,Masonların Asıl Amaçları Nelerdir ?

2 Yorum


 islamikoru.com okurlarına özel
_________________________
 Masonluğun masonlara göre anlamı ile,bize göre anlamı farklıdır.
Masonluğun ; alt kademede yer alan ve bulunduğu yerde ne işe yaradığını,üzerinde hangi oyunların döndüğünü anlamayan masonlara göre anlamı ; dünya üzerinde din,dil,ırk ve renk gözetmeksizin,tüm    insanları bir görmek ve dünya üzerinde barış-huzur-refah içerisinde yaşamaktır.

 Bir kere şunu belirtmek gerekir ki dinimize göre yukarıdaki tanım asla olmayacak bir iştir.Müslüman ; dinini yaşamanın yanı sıra yaşatmalıdır da.Sahabe efendilerimiz nasıl ki Allah’ın Rasulüne indirdiği   Kur’an’ı ulaşabildikleri tüm yerlere götürdülerse,bizimde bu işi böyle almamız gerekir ki ; biz bunu yaparken farklı dinden olanlar ile nasıl tam manasıyla barış-huzur sağlanacak ? İslam’da cihat  farzdır.Cihatın çeşitl türleri olmak ile beraber,akla ilk geleni Allah yolunda gaza (sefer,savaş) etmektir.İslam devleti,gücü dahilinde islamı yaymak için savaşmalıdır.Fethettiği ülkenin vatandaşları ; bu durumu nasıl saygı ile karşılar ve barış sağlanır ? Bunu akıl ve mantık ile de açıklayamayız,din ile de.

Burdan çıkaracağımız sonuç o ki ; masonluk demek ; islam’ın farz kıldığı cihatı yok saymak,kabul etmemek,ortadan kaldırmak demektir ki bu da dinsizliktir.
Bir insan hem mason,hem de müslüman olamaz.
Masonluk dinsizliktir,dine düşmanlıktır.
Önlüksüz masonlar bu olayın tam manasıyla farkında değillerdir.

Sitemizde yoğunca işlediğimiz bir tehlike olan ‘Dinler Arası Diyalog’ konusu ; isminden ve faaliyetlerinden de anlaşılacağı gibi mason tabanlıdır,masonluk ile kardeştir ve masonluk sistemi ile bağdaşmaktadır.

Masonluğa göre tüm insanlar kardeştir.
İslam dinine göre ‘müslümanlar’ kardeştir. (Hucurat Suresi : 10.Ayet)

Türkiye’de mason locaları 1900’lü yılların başında kurulmuştur.Masonlar ‘Osmanlı’ düşmanıdır.Locaların Osmanlı’da kurulduğu tarih ve ‘ittihat ve Terakki’ cemiyeti üyeleri,Mehmet Talat Paşa ve V.Murat gibi  ; yenilikçi,reformist ve dine uzak kişilerin bu localara kayıtlı olması bir tesadüf değildir.Her biri yılların planı ve oyunudur.Masonlar bu günlerin planını o zamanlardan planlamıştır.

Masonlar Siyonizm’in uşaklarıdır.
‘Yeni Dünya Düzeni’ olarak adlandırılan ve ‘Dünyayı tek bir koldan yönetme’ amacı taşıyan projenin işçileri olan Masonlar ; bu konuya açıklık getirecek ve bir çok yerde karşılaşabileceğiniz (hatta amerikan dolarında bile) ‘PİRAMİT‘in sadece düşük ve orta seviyede ki üyeleridir.

Amaçları,dünyayı yönetmek.Ve bizlere korku salmak.Bu yüzden sembol ve simgelerini her tarafta görürsünüz.Kitaplar,dergiler,sempozyumlar vs bir kuru gürültüdür bunlar.Maksat ; cahil müslümanların gözünü korkutmak ve ‘bunlar her yerde,bunlar çok güçlü’ piskolojisini oluşturarak boyun eğdirmek.Halbuki iman gücü,tüm batıl güçlerin üstündedir.

Bu kısa fakat öz yazımızı,bahsettiğimiz piramiti koyarak bitiriyoruz.

UNUTMAYIN : Amaçları kendilerini her şeyden (Hatta Allah’tan bile) güçlü gösterip,piskolojik olarak bizleri çökertmek ,pasifleştirmek ve kendileri itaat ettirmektir.İMAN GÜCÜ tüm batıl görüşlerin ÜSTÜNDEDİR.

www.islamikoru.com   / Özel

Kadir MISIRLIOĞLU – İsmet İnönü Kimdir ?

Yorum bırakın

Kadir MISIRLIOĞLU – İsmet İnönü Kimdir ?

BÖLÜM 1

BÖLÜM 2

BÖLÜM 3

BÖLÜM 4

BÖLÜM 5

BÖLÜM 6 

BÖLÜM 7 

BÖLÜM 8 

BÖLÜM 9 

BÖLÜM 10 

BÖLÜM 11 

BÖLÜM 12 

BÖLÜM 13 

Prof.Dr.Necmeddin Erbakan Hoca – Siyonizm Nedir ?

Yorum bırakın

Prof.Dr.Necmeddin Erbakan Hoca – Siyonizm’i Anlatıyor

Mustafa Özşimşekler Hoca – Hicret Nedir ? (Sohbeti)

Yorum bırakın

Mustafa Özşimşekler Hoca – Hicret Nedir ? (Sohbeti)

İtikat Dersleri -6- (Ehl-i Bid’at)

1 Yorum

İtikat Dersleri -5- Bölümünü okumak için buraya tıklayınız

Ders 6 : Ehl-i Bid’at

SORU : Ehl-i Bid’at kimlerdir ?

CEVAP : Asr-ı saadetten sonra ortaya çıkmış,Şer’î bir delile dayanmayan bazı inanç ve davranışları benimseyen gruplardır.

Diğer bir ifade ile Sünnî kelâmcılara göre ; Allah-u Tealâ’yı bir şeye benzetme veya Allah-u Tealâ’yı cisim olarak kabul etme gibi aşırı görüşlere sapmayan Selef âlimleri ile Matürîdiye ve Eş’arî’ye dışında kalan fırkaların tamamı Ehl-i Bid’at’dır.

SORU : Ehl-i Bid’at’ı Ehl-i Sünnet’ten ayıran temel özellikler nelerdir ?

CEVAP : Bu özellikleri aşağıdaki ana noktalarda toplamak mümkündür.

  • Nasların (ayet ve hadislerin) ruhuna ve İslâm’ın temel yönelişlerine vakıf olmamak.

Nitekim Mutezile’nin,mütekib-i kebire (büyük günah işleyen bir kimseyi) ne mümin ne de kâfir saymaları bu kabildendir.Halbuki bir çok ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerde hiçbir günahın insanı dinden çıkartmayacağı açıkça belirtmiştir.

  • Yabancı kültürlerin etkisi altında kalıp ayet ve hadisleri uzak yorumlarla te’vil etmek.(Yorumlamak) …

Sapık Mutezile fırkasının : “O gün bir takım yüzler aydındır.Rabbine bakıcıdır.” (Kıyamwet Suresi :22-23)Ayet-i kerimelerini : “Rablerinin emrini bekleyicidirler.” diye te’vil etmeleri son derece yanlış ve uzak bir yorumdur.

  • Kur’an’ın kendisine has üslûp ve Arap dilinin ifade özelliklerine bakmaksızın bazı ayetlerin ve hadislerin zahirine takılıp kalmak.

Yine aynı fırkanın : “Gözler O’nu idrak edemez.” (En’am Suresi: 103) Ayet-i kerimesini : “Gözler Allah-u Tealâ’yı göremez” diye tefsir etmeleri,Arap dilinin özelliklerini göz ardı etmelerindendir.

Zira idrak,anlamak ve kavramak manalarına gelmektedir ki,burada,Allah-u Tealâ’nın öz zatının kimse tarafından idral edilemeyeceği,tam manasıyla anlaşılamayacağı,gören göz tarafından kuşatılamayacağı açıklanmak istenmiştir.

Yoksa şekilsiz,örneksiz ve idraksiz bir görme reddedilmemiştir.Aksiye bir çok ayet ve hadislerde bu husus ispat edilmiştir.

Daha fazla

İtikat Dersleri -6- (Ehl-i Bid'at)

1 Yorum

İtikat Dersleri -5- Bölümünü okumak için buraya tıklayınız

Ders 6 : Ehl-i Bid’at

SORU : Ehl-i Bid’at kimlerdir ?

CEVAP : Asr-ı saadetten sonra ortaya çıkmış,Şer’î bir delile dayanmayan bazı inanç ve davranışları benimseyen gruplardır.

Diğer bir ifade ile Sünnî kelâmcılara göre ; Allah-u Tealâ’yı bir şeye benzetme veya Allah-u Tealâ’yı cisim olarak kabul etme gibi aşırı görüşlere sapmayan Selef âlimleri ile Matürîdiye ve Eş’arî’ye dışında kalan fırkaların tamamı Ehl-i Bid’at’dır.

SORU : Ehl-i Bid’at’ı Ehl-i Sünnet’ten ayıran temel özellikler nelerdir ?

CEVAP : Bu özellikleri aşağıdaki ana noktalarda toplamak mümkündür.

  • Nasların (ayet ve hadislerin) ruhuna ve İslâm’ın temel yönelişlerine vakıf olmamak.

Nitekim Mutezile’nin,mütekib-i kebire (büyük günah işleyen bir kimseyi) ne mümin ne de kâfir saymaları bu kabildendir.Halbuki bir çok ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerde hiçbir günahın insanı dinden çıkartmayacağı açıkça belirtmiştir.

  • Yabancı kültürlerin etkisi altında kalıp ayet ve hadisleri uzak yorumlarla te’vil etmek.(Yorumlamak) …

Sapık Mutezile fırkasının : “O gün bir takım yüzler aydındır.Rabbine bakıcıdır.” (Kıyamwet Suresi :22-23)Ayet-i kerimelerini : “Rablerinin emrini bekleyicidirler.” diye te’vil etmeleri son derece yanlış ve uzak bir yorumdur.

  • Kur’an’ın kendisine has üslûp ve Arap dilinin ifade özelliklerine bakmaksızın bazı ayetlerin ve hadislerin zahirine takılıp kalmak.

Yine aynı fırkanın : “Gözler O’nu idrak edemez.” (En’am Suresi: 103) Ayet-i kerimesini : “Gözler Allah-u Tealâ’yı göremez” diye tefsir etmeleri,Arap dilinin özelliklerini göz ardı etmelerindendir.

Zira idrak,anlamak ve kavramak manalarına gelmektedir ki,burada,Allah-u Tealâ’nın öz zatının kimse tarafından idral edilemeyeceği,tam manasıyla anlaşılamayacağı,gören göz tarafından kuşatılamayacağı açıklanmak istenmiştir.

Yoksa şekilsiz,örneksiz ve idraksiz bir görme reddedilmemiştir.Aksiye bir çok ayet ve hadislerde bu husus ispat edilmiştir.

Daha fazla

İtikat Dersleri -1-

Yorum bırakın

“Şüphesiz ki işte bu,benim dosdoğru yolumdur.Buna uyun.(Başka) yollara uymayın.Çünkü o yollar sizi onun (Allâh’ın) yolundan ayırır.İşte sakınmanız için (Allâh) size bunları vasiyet (emr) etti.” (Enâm Suresi:153)

İtikat Dersleri -1- (Din,İman,İslam) –> (İtikat = İnanç )

DİN : Allâh-u Tealâ tarafından konulan bir kanundur ki,insanlara yaratılışlarındaki gaye ve hedefi,Allah-u Tealâ’ya ne suretle ibadet yapılacağını bildirir.

Din insanları,güzel olanı seçmeleriyle,hayırlı olan şeylere götürür.

Bu ilâhî kanunu Peygamberler vahiy suretiyle Cenab-ı Hak’tan öğrenerek insanlara ulaştırmışlardır.

İMAN : Allâh-u Tealâ’ya ve Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)’in Allâh-u Tealâ tarafından getirdiği “Ahkâm-ı İlâhiyye” (İlâhi hükümler)in tamamına inanmak ve kabullenmekten ibarettir.

İSLÂM : İmanla aynı manadadır.Dolayısıyla her mümin,müslim;her müslim de mümindir.Gerçi lugat itibariyle iman,inanmak;islâm ise teslimiyet ve boyun eğmek anlamlarına gelmekteyse de din açısından ikisinin de hükmü birdir.

İMANIN ŞARTLARI

(Âmentü billâhi ve melâiketihi ve kütübihî ve rusülihî velyevmil âhiri ve bil kaderi hayrihî ve şerrihî minallahi tealâ belba’sü ba’delmevti hakkun eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resulühû)

(Manası)

“Ben,Allah-u Tealâ’ya,meleklerine,kitaplarına,Resul (Peygamber)lerine,ahiret gününe,kaderin hayırlısı ve şerlisinin Allah-u Tealâ’dan olduğuna inandım.

Öldükten sonra dirilmekte haktır.Ben şehadet ederim ki Allah (-u Te’alâ) da nbaşka hiçbir ilâh yoktur.Ve yine şehadet ederim ki,Muhammed (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Allah (-u Tealâ)nın kulu ve resulüdür.”

Bilindiği üzere imanın şartları altıdır.

Daha fazla