Havariler ve Dinler Arası Diyalog

Yorum bırakın

Dinler Arası Diyalog en çok faaliyet gösterdiği illerden biri olan Hatay’da Eğitimci Yazar ‘Muammer Türk’ bir kitap hazırlıyor ve adı ‘Havariler ve Habibi Neccar’.

Biz ; kitabın yazarı olan Muammer TÜRKüın kitabı tanıtan konuşmasından bir bölümü size aktararak,bu kitabın dinler arası diyalog safsatasına hizmet eden bir proje olduğunu göstereceğiz

DEVAMINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

Bakan ERGİN Allah'ın Ayetini Hesaba Katmadı mı ? – 'Bu Kardeşlik,Dostluk Hiç Eksilmesin !'

Yorum bırakın

Bakan ERGİN Allah’ın Ayetini Hesaba Katmadı mı ? – ‘Bu Kardeşlik,Dostluk Hiç Eksilmesin !’

resim,fbkg.org'dan alınmıştır.

Bu hafta içerisinde Hatay’da ; Hatay valiliği’nin katkılarıyla ‘Antakya Musevi Konuk Evi’ açıldı.

Açılışı Adalet Bakanı Ergin yaptı.

Dinler Arası Diyalog oyununun bir parçası olan bu faaliyete katılan bakan Ergin ; öyle sözler söylediki sanki Allah’ın ayetlerinden hiç haberi yok veyahut Allah’ın (haşa) böyle ayetleri yok dedirtircesine sakıncalı sözlerdi söyledikleri.

Musevi Konuk Ev’nin açılışında Musevilerle ve Hahambaşı Haleva ile bir araya gelen Bakan Sadullah Ergin,geçen aylarda Musevilerin ”Hamursuz Bayramı”nı, bunun ardından Müslümanların ”Kutlu Doğum’‘nu, bunun ardından da Hristiyanların ”Paskalya Bayramı”nı kutladıklarına dikkati çektikten sonra ;  “Bu kardeşlik, dostluk hiç eksilmesin, bitmesin, azalmasın. Hiçbir nifak tohumu, kötü girişim bu topraklarda yeşeremesin inşallah diye dua  ediyorum”

İslam inancına tamamen ters olan,Allah’ın ayetlerine,Rasulüllah (Sallalahü Aleyhi ve Sellem)’in hadislerine tamamiyle zıt olan bu sözler,
aslında tehlikeli ve sinsice oynanan oyunun sadece minik bir parçası.Sadece yapılan bu faaliyet değil,biraz dolaştığınız takdirde sitemizde de göreceğiniz diğer faaliyetlere ve siyasi gelişmelere bakarsanız müslümanların itikadını bomak,onları ‘ılımlı,yumuşak,pısırık ve avrupa yaltakçısı’ olarak görmek isteyenlerin, okul kitaplarında bile diyalog ve kardeşlik çağrıları yaparak özellikle bizzat yeni müslüman nesil üzerinde çalışmalar yaptıkları görülmektedir.

Bakan Ergin değil,hükümet bu işin bir parçası aslında.Şimdi bakan Ergin’in sözlerine gelirsek,Allah-u Teala yüce kelam’ı Kur’an’da bu konuda buyuruyor ki ; “Ey Müminler ! Yahudileri ve Hristiyanları dostlar edinmeyin !” (Maide,51) buyurarak onlar ile dostluk kurulamayacağını, “Müminler ancak kardeştirler” (Hurucat,10) buyurarak ise müminler dışındaki kimselerin,müminlere kardeş olamayacağını Mevla’mız bize göstermiştir.

Ayrıca ; yapılan bu faaliyet ve havalarda uçuşam kardeşlik,dostluk sözleri gösteriyor ki bazıları  yahudilik ve hristiyanlık dinlerinide HAK olarak benimsiyor.Oysa işin gerçeği tamamen farklı.Allah’ımız buyuruyor ki ; “Allah katında tek (hak) din İSLAM’dır.” (Ali İmran 19)

Ve ölmeden önce de müslüman olmamızı emreder nitelikle buyuruyor ki ; “Ey iman etmiş olan kimseler ! Kendisinden sakınılması gerektiği şekilde Allah’tan hakkıyla sakının ve siz ancak Müslüman kimseler olarak ölün !” (Ali İmran,102)

Peki müslüman olmayanların akıbeti nedir ?

Yüce Mevla’mız ona da şöyle buyuruyor ; “Her kim din olarak İSLAM’dan başkasını ararsa,asla kendisinden (bu yanlış din) kabul edilmeyecektir.Üstelik o,ahirette hüsrana düşenlerdendir.” (Ali İmran,85)

Sadullah ERGİN’in ‘Dost ve Kardeş’ Olduğu Kişiler Hakkında Allah Ne buyuruyor ?

Bakan ERGİN’in (ve daha önce yine Bakan Ergin gibi gavura dost,kardeş diyen Egemen Bağış’ın) dost ve kardeş olarak gördüğü ; Üzeyir Aleyhisselam’a Allah’ın oğlu diyen ve İsa Aleyhissealm’a Allah’ın oğlu diyen ; yani Allah’a ortak koşan bu müşrikler hakkında Allah-u Teala ; “Ey iman etmiş olan kimseler ! Müşrikler ancak bir pisliktir !” (Tevbe,28)

 ‘DİNLER ARASI DİYALOG’ , ‘KÜLTÜRLER ARASI DİYALOG’ , ‘MEDENİYETLER ARASI İTTİFAK’ , ‘HOŞGÖRÜ’  gibi masum duran fakat dinsizliğin adı olan bu kavramları kullanarak bir çok faaliyetler düznlenmekte ve müslümanlar zehirlenmektedir.Tüm bunlara karşı uyanık bir müslüman olmalı ve bunun yanında uyanık müslümanlar yetiştirmeliyiz.

http://www.islamikoru.com

Mevlana Kültürler Arası Diyalog Paneli – Tebliğ Nerede ?

1 Yorum

 Mevlana ve ailesinin Konya’ya gelişinin 784. yıl dönümü münasebetiyle Mevlana Üniversitesi’nde, ‘Mevlana ve Kültürler Arası Diyalog’ konulu panel düzenlendi.

Panelde Tasavvuf Musikisi ve Mevlevi Kültürünü Araştırma Derneği Başkanı Mustafa Göçer, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Direktör Yardımcısı Fatih Ceran, Fred Elbers, Cees van der Lee, Mieke Janssen Reinen-Peters, Cathrien Pouw ve Martin Van Summeren katıldı.

Yani ; müslüman olduğu sçylenen kişiler ile kafir olduğu anlaşılan kişiler bir araya geldi.

Bir Müslüman kafir ile bir araya gelebilir mi ? Evet.
Peki diyalog kurabilir mi ? Diyalog,karşılıklı konuşmadır.Müslüman da kafir olan kişiye tebliğ edeceğinden çtürü diyalog kurmuş olacaktır.

DİN TİCARET MİDİR ? TEBLİĞ BUNUN NERESİNDE ? 

Düzenlenen panelde konuşulan şeyler ise ; Hollanda ile Türkiye’nin Ticari ve Diplomatik ilişkileri oldu.
Mevlevi Kültürünü Araştırma Derneği Başkanı Mustafa Göçer yaptığı konuşmada Mevlanı’nın ‘Yine gel, yine gel, ne olursan ol yine gel’  sözüne atıfta bulundu.
Yani bir nevi ; hangi dine mensup olursa olsun,Mevlana’nın tüm insanları bir kefeye koyduğunu belirtmek istedi.Halbuki MEvlana ; “ateştperest’te olsan,putperest’te olsan Allah büyüktür ve affedicidir,tövbeleri kabul edicidir.Sen pişman ol,gönlün yanık tövbe et,Allah seni affedecektir.” demek istemiştir ve bunu kastetmiştir.Fakat diyalogçular bu ve benzeri sözleri kendilerine yontmaktadır.

‘Dinler Arası Diyalog’ toplantısında Allah’ın bir ayet-i ve Rasul’ün bir hadis’i mi bahsedildi ? – HAYIR.
Bu panelde ; Allah’a imanın tek başına yetmeyeceği,imanın 6 şartına inanmak gerektiği mi bahsedildi ? – HAYIR
Yine bu panelde ;  Ali İmran Suresinde geçen  ‘Allah katında TEK DİN İslam’dır’ ayet-i kerimesi baz alınarak ; orada bulunan hristiyan ve yahudilere islam mı anlatıldı ? HAYIR

Toplantı düzenle ; karşılıklı gülüş,oynak yhemek ye , havada kardeşlik mesajları,barış,huzur naraları … Bu mudur din,bu mudur tebliğ ? Tebliğ bunun neresinde ?

‘Dinler Arası Diyalog’ Misyonerlik faaliyetidir.Fakat Her ne kadar misyonerlik faaliyeti olsada ucu hristiyanlara değil,yahudilere dayanır.
Unutmayın ki PAPA 6.JAun Paul ; “Dinler Arası Diyaloğun bizim için anlamı bütün insanları İncil’e ve kiliseye yani Hristiyanlığa ulaştırma yolu olmasıdır.”  diyerek amaçlarını belli etmiştir.
‘Dinler Arası Diyalog’ sapıklıktır.
‘Dinler Arası Diyalog’ Allah’a isyan edenleri hoş görmek ; yani Allah’a isyan’ı hoşgörmektir.Bu da dinsizliktir.

HAK tek bir tanedir.2-3 yada 4 tane hak olmaz.
HAK ehl-i sünnettir ve ‘Dinler Arası Diyalog’ faaliyetleri ehl-i sünnet çizgisinin dışındadır.
‘Dinler Arası Diyalog’ Batıldır ; ‘Diğer dinlere tebliğ HAK’tır.’

 www.islamikoru.com

Amerika'da Diyalog Skandalalı – DİYALOG MİSYONER FAALİYETTİR

Yorum bırakın

Amerika’da Diyalog Skandalalı – DİYALOG MİSYONER FAALİYETTİR !!!

Ali Eren Hocaefendi bir yazısında: “Diyalogcuların tebliğ yapmadığını bu toplantıları iyi takip eden biri olarak biliyorum.” demişti
Dinler arası diyaloğa tepki veren değişik çevreler de bunun:“Hıristiyanlık ve yahudiliğin geçerliliğini koruyan hak bir din gibi göstermek” olduğunu beyan etmişlerdi.
Amerika’da diyalogcu faaliyetleri takibe alan bir kardeşimiz çok ilginç sonuçlar elde etti ve resimler ile birlikte bu izlenimlerini bizimle paylaştı.
Şunu vurgulayalım ki, bütün toplantılarını “İBRAHİMİ DİNLER, İBRAHİMİN SOFRASI” gibi başlıklar altında yapıyorlar. En başından bu dinleri “İbrahimi” kabul edip, hanif olarak görüyorlar.
Öncelikle resimlerden başlayalım, izlenimlerini sizlerle paylaşalım.

Konferansın adı: “İbrahimi dinlerde kadının yeri” İslam ve diğer muharref dinler adına söz alan konuşmacı kadınlar erkeklerinde bulunduğu bir ortamda kendi dinlerine göre kadını anlatıyorlar. İslam adına söz alanların kadını nasıl anlatacağı malum. Kadınların çalışması, özgür olması vs. bir sürü batı uyruklu söylemlerle onlara itici gözükmemek, ilgilerini çekmek ve sanki onların görüşlerine yakınmış izlenimi vermek için sulandırıp bulandırıyorlar. Yani ne diyecek? Peygamber efendimizin kadınların namazlarını evinin en müstesna odalarında kılmasını tavsiye etti” diyebilir mi? Dinimizde kadınların vücut hatları belli olmayacak şekilde kapanmaları gerektiğini, kendisine yasak olan erkeklerin karşısına çıkamayacağını söyleyebilir mi? Söyleyemez. Neden? Çünkü kendi hali, adına konuşma yaptığı İslam dininin hükümlerine zıtta ondan. Geçmiş gavur erkeklerin karşısına dinden bahsediyor! Bu insanların nasıl bir İslam anlatacaklarını siz düşünün.

Ayrıca resimde gördüğünüz yarı kapalı, yarı açık kadın resmi hali ilginç değil mi? Bir beden ama iki farklı yan… Ne demek? İşte anlayın diğer dinleri nasıl HAK olarak göstermeye çalıştıklarını.

 

PAPAZLA HAHAM ARASI POZ!

 

 

 

 

 

 

Yine aynı şekilde görüyorsunuz, Müslümanlar adına konuşma yapan bir kadın, haham ve yarı papaz bir adamın ortasında poz verip gülücükler saçabiliyor. Gayri Müslim iki adamın arasına girmiş bir kadının böyle rahat tavırlar ile poz vermesi nasıl izah edilebilir? Bu ne perhiz, ne lahana turşusu!
Onları abiniz, amcanız veya kardeşiniz olarak mı kabul ediyorsunuz? Sözde anlattığınız İslam bunu mu emrediyor? Böyle mi emrediyor? Böyle mi İslama çağırıyorsunuz?

 

 

 

 

 

İŞTE BİR GÖRÜNTÜ DAHA… HEM DE GAYRİ MÜSLİM ERKEKLER İLE BİRLİKTE DİYALOG!

KİLİSEDE DİYALOG TOPLANTISI!

Son resimde de gördüğünüz gibi bir kilisede toplanmışlar ve Diyalog alanında faal Dr. Mesut Şahin’i dinliyorlar. Siz de zannediyorsunuz ki, adam gitmiş ne güzel kilisede tebliğ yapıyor! Yine yanıldınız. Mesut bey, Peygamberimizin hoşgörüsünden, Medine’de kurduğu devlette yahudi ve hıristiyanlar ile birlikte yaşadığından vs. bahsediyor.

NASIL BİR DİYALOG BU?
Amerika’daki diyalog çalışmalarını oradaki Türkler finanse ediyor. Türkler “İslamı tebliğ faaliyeti” zannettikleri bu organizasyonlara bağış yaparak destek oluyorlar. Daha doğrusu onların maddi desteği ile yapılıyor toplantılar. Ve destek yapılması hususunda büyük bir teşvik var.

   Başta dediğimiz gibi, “İbrahimi dinler” diyerek zaten Hak bir din olduklarını kabul ederek toplanıyorlar.

   Haham ve papazlar, kendi inandıkları dini ve inanç sistemlerini toplanan kalabalığa anlatıyor. İşin en tehlikeli noktası da burası. Haham veya papaz kendi dinlerinde bize göre şirk olan bir hususu açıkladıkları zaman, Müslümanlar da tebessüm ederek (hoşgörü ile) dinliyorlar. Ve kafa salladıkları bile oluyor. Yani adam “tanrı İsa” dediği zaman oradaki Müslümanlar da baş sallayıp, tebessümle konuşmayı takip ediyorlar hatta konuşmaların sonunda alkış tutuyorlar.

TEBLİĞ YOK!
Buraya kadar anlaşılan o ki, tebliğ diye bir husus olmadığı gibi sululuk ve cıvıklık hat safhada. Sözde anlattıkları İslam ile özde yaşanması gereken İslam arasında dağlar kadar fark var.
Kesinlikle tebliğ yok. İslam’ın hoşgörü dini olduğu tekrarlanıp, diyaloğa vurgu yapılıyor o kadar. Zaten “İbrahimi hak din” olarak kabul ettiğiniz kişilere nasıl tebliğ yapacaksınız ki? Onlara da o güveni verdiğiniz için ayrı bir vebal almış oluyorsunuz.

Yani rezalet üstüne rezalet!

Yazı ; İsmailaga.info sitesinden alınmıştır.


MEB. 12.Sınıf Din Kültürü Kitabında DİYALOG Safsatası

Yorum bırakın

Milli Eğitim Bakanlığının 12.Sınıflar Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Kitabında adeta dinsizlik yer alıyor.Kur’an ayetlerini hiçe sayarcasına hazırlanmış olan din kültürü kitaında yapılan olaylar,bilinçli yapılmış ve yazılmıştır.Çünkü benzeri bir olay 4.sınıf din kültürü kitabında da yaşanmıştı. (BAKINIZ)

12.sınıf din kültürü kitabında ; ‘İbrahimi Dinler’ başlığı altında ‘Putlara tapmayan,Allah’ın varlığını ve birliğini kabul edip yalnızca ona kulluk eden Yahudi ve Hristiyanlar’ın da İslam gibi olduğunu’ belirterek adeta çocuklarımızın ve gençlerimizin kafalarını karıştırmaya çalışmaktadırlar.

Ayrıca kitabın diğer kısımlarında İslam’ı anlatmaktan çok ; Hinduizm,Budizm,Caynizm, Sihizm,Taoizm, Konfüçyanizm, Şintoizm gibi küfür ehlini konu edinerek ; sanki bu dinlerin de İslam ile aynı kefede olduğunu belirtmişlerdir.

İslam’ı anlatan bölümlerinde de çok enteresandır ki ‘Dinler Arası Diyalog’un başmimarları olan ‘Hocaefendi’nin ve İlahiyatçıların ağızlarından düşürmediği ‘hoşgörü’ kelimesine sık sık rastlanabilir.

Müslümanlar olarak bu ve benzeri tehlikelere karşı saf değil,uyanık olmalıyız.Asya Kıtası ve özellikle Türkiye’de ‘Dinler Arası Diyalog’ adı altında yeni bir oluşum sağlanmaya çalışılmaktadır.Bu oluşuma göre ; tüm dindeki insanlar kardeştir.Barış-Huzur ve güven olduktan sonra,müslüman-gavur herkes kardeştir.

Böyle mantıklar empoze edilmeye çalışılırken,biz hala dinimize sahip çıkmazsak ; bunun bedelini sadece ahirette değil,dünyada da öderiz.

DİYALOG FAALİYETLERİ – CONE GOD – TEK TANRIYA MÜZİK (TIKLAYINIZ)

TEHLİKE’NİN FARKINA VARIN ! Dinler Arası Diyalog – Cone God (Tek Tanrı) Projesi – Türkiye-AB Ortak Proje !

Yorum bırakın

AKP iktidarında Türkiye bunu da gördü. AB-Türkiye ortak resmi projesi olan ‘Tek Tanrı’ya Müzik’ konserinde, hezeyan ve rezaletler birbirini izledi. Allah (c.c) lafzı yerine tanıtım metinlerinde ‘Tanrı’ ifadesi kullanılarak, diğer dinlerle İslam tek bir dinmiş gibi lanse edildi. AB Bakanı Egemen Bağış, gecede skandal açıklamalarda bulundu. 

Özünde Kelime-i Tevhidimizden ‘… Muhammedurresulullah” bölümünün sökülüp atılmasını hedefleyen Küresel Dinlerarası Diyalog   çalışmalarının bir uzantısı olduğu anlaşılan projede, son ve tek hak din olan İslam’ın diğer dinlerle eşdeğer gösterilmesi dikkat çekti.

Avrupa Birliği fonlarıyla dinlerarası diyalog çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Avrupa’da Müslümanlara göz açtırmayanlar Türkiye’de  ‘Tek Tanrı’ söylemiyle inancımızı yozlaştırmaya yelteniyor. “Music For The One God” (Tek Tanrı’ya Müzik) konseri, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın ev sahipliğinde, Aya İrini’de gerçekleştirildi. Avrupa Birliği ve Türkiye tarafından finanse edilen konserde Bağış’ın hezeyanları da rezalette ikinci perde oldu.

Proje için hazırlanan resmi sayfada Avrupa Birliği, Türkiye, Yunanistan ve Almanya bayrakları ile cami, kilise ve havra fotoğraflarının yan yana kullanılması gözlerden kaçmadı.  Proje afişlerinde İslam’ı temsil eden hilal de, Hıristiyanlığın simgesi haç ve Museviliğin simgesi Davud Yıldızı ile bir araya getirildi.

 AB VE TÜRKİYE ‘TEK TANRI’ İÇİN KONSER VERDİ

“Tek İlah” fikrini yerleştirmeye çalışan proje, Almanya’dan Völklinger Energiestiffung isimli dernekle birlikte İstanbul, Selanik ve Münih’te bulunan akademik ve sivil toplum kurumlarının işbirliği ile yürütülüyor.  Projenin amacı “Tek İlah” fikri altında birleşen, bu çok kültürlü, çok dinli proje; dinlerin ve uygarlıkların bir aradalığını vurgulamak amacı ile gerçekleştiriliyor. Projenin önemli diğer amaçları arasında, müzik aracılığıyla Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki karşılıklı anlayışın beslenmesi, karşılıklı önyargılara neden olan kültürel bariyerlerin aşılması ve tarihsel kültür birikimini günümüz seyircisine ulaştırılması ” şeklinde ifade ediliyor.

TEK TANRI İÇİN MÜZİK YAPTILAR

Proje için hazırlanan sayfada yer alan görsellerde bir hayli ilginç. Üç dinin sembollerinin bir araya getirildiği sayfada. Avrupa Birliği, Türkiye Yunanistan ve Alman bayrakları dikkat çekerken, üç dinin ibadethane resimleri de yan yana veriliyor. Projede üç dinin birbirinden farklı olmadığı hepsinin aynı tanrıya inandığı görüşü lanse ediliyor.

KAYBEDEN BİZLER OLUYORUZ

Projeyi değerlendiren Doç. Dr. Nedim Urhan, “İslami ölçüler içerisinde bir araya gelinir ama etkili olan Müslümanlık olacak, etkili olan Türkiye olacak. Hâlbuki öyle değil. Onlar öyle bir alt yapı hazırlıyorlar ki mesela onların ayinleri de orada yapılıyor. İslami ölçülere aykırı hareketler ediliyor. Bütün bunlar bir iletişim kurma, diyalog kurma olarak lanse ediliyor ama kaybeden bizler oluyoruz.” ifadelerini kullandı.

MÜSLÜMANLAR ARTIK UYANMALI VE TAVIRLARINI KOYMALIDIR

‘Bunlar AB’ye katılmak hevesine her türlü şeyi yapmaya hazır’ diyen Urhan, “Bunların alt yapıları müsait. Ne vicdanları sızlıyor, ne de İslami gayretleri ortaya geliyor maalesef. Onun için biz bu hususta etkili olacaksak yaparız, etkimizi gösteririz, taviz vermeyiz. Ama biz taviz vere vere hiçbir şeyimiz kalmadı. Zina bile serbest bırakıldı. Yani bu durumda hassas olmamız gerekiyor. Bu Müslümanlar niye uyur niye ses çıkarmaz, niye tavır koymaz, çok üzülüyorum. Biz yine de vazifemizi yapalım. Hıristiyan her şeyi yapacak, istediğini gündeme getirecek Müslümanlar onu kabul edecek. Avrupa hevesine taviz verme şansımız yoktur. Egemen Bağışın alt yapısında buna engel olacak en ufak bir hassasiyet yok. Kendisi teslim olmuş zaten. Müslümanlar artık uyanmalı ve tavırlarını koymalıdır.” diye konuştu.

TAM BİR HEZEYAN

Gecede kısa bir konuşma yapan Egemen Bağış’ın “Böyle bir konserin mensubu olmaktan büyük onur duyduğum inancımın Peygamberinin Kutlu Doğum Haftası’na denk gelmesi de beni ayrıca çok duygulandırıyor.” sözleri  tam bir hezeyan olarak değerlendirildi. Bağış’ın Peygamber Efendimizin Kutlu Doğumu ile Tek Tanrı’ya çalınan müzik arasında nasıl bir bağ kurduğu anlaşılamadı. Bağış konuşmasının devamında “Hazreti Peygamberimizin çok güzel söylediği bir yaklaşımı aslında bu konser ortaya koyuyor. Peygamber efendimiz şöyle buyurmuş; ‘İman etmedikçe cennete gidemezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de gerçek manada iman etmiş olamazsınız’. Farklılıklarımız olacak, farklı inançlarımız, farklı kültürlerimiz, farklı dillerimiz olacak ama hepimizin barışa, birlikte yaşamaya, hoşgörüye, hep beraber sahip çıkmamız, destek vermemiz gerekiyor” dedi. Bağış’ın Peygamberimize ithafen söylediği hadise şerifte kastedilenlerin Müslümanlar olduğundan da anlaşılan haberi yok.

AVRUPA’DA KENDİNE YONTUYOR

‘Tek Tanrı’ adı altında, barış ve hoşgörü söylemiyle, İslam dinini Yahudilik ve Hıristiyanlıkla eş değer tutma çalışmaları, nedense Batı ülkelerinde hep Müslümanların aleyhine işliyor. Uluslararası Af Örgütü, Avrupa ülkelerinin laiklik ve cinsiyet eşitliği gibi gerekçelerin arkasına saklanarak, okullarda ve iş yerlerinde başörtüsünü yasaklamasının insan hakları ihlali olduğunu açıkladı. Örgütün hazırladığı ‘Tercih ve Ön Yargı: Avrupa’da Müslümanlara Ayrımcılık’ raporunda, ‘Avrupa Birliği ve üyeleri özellikle eğitim ve istihdamda Müslümanlar’a yönelik ayrımcılıkla mücadelede daha fazlasını yapmalıdır” ifadeleri yer aldı. Af Örgütünün bu raporu AB ülkelerinde Müslümanlara yapılan ayrımcılığı tescillemiş oldu.

KAYBEDEN BİZ OLUYORUZ

Doç. Dr. Nedim Urhan, “İslami ölçüler içerisinde bir araya gelinir ama etkili olan Müslümanlık olacak, etkili olan Türkiye olacak. Hâlbuki öyle değil. Onlar öyle bir alt yapı hazırlıyorlar ki mesela onların ayinleri de orada yapılıyor. İslami ölçülere aykırı hareketler ediliyor. Bütün bunlar bir iletişim kurma, diyalog kurma çabası olarak gösteriliyor ama kaybeden bizler oluyoruz. Bu Müslümanlar niye uyur niye ses çıkarmaz, niye tavır koymaz, çok üzülüyorum.”

KONUNUN ORJİNALİ İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

TEHLİKE'NİN FARKINA VARIN ! Dinler Arası Diyalog – Cone God (Tek Tanrı) Projesi – Türkiye-AB Ortak Proje !

1 Yorum


AKP iktidarında Türkiye bunu da gördü. AB-Türkiye ortak resmi projesi olan ‘Tek Tanrı’ya Müzik’ konserinde, hezeyan ve rezaletler birbirini izledi. Allah (c.c) lafzı yerine tanıtım metinlerinde ‘Tanrı’ ifadesi kullanılarak, diğer dinlerle İslam tek bir dinmiş gibi lanse edildi. AB Bakanı Egemen Bağış, gecede skandal açıklamalarda bulundu. 


Özünde Kelime-i Tevhidimizden ‘… Muhammedurresulullah” bölümünün sökülüp atılmasını hedefleyen Küresel Dinlerarası Diyalog   çalışmalarının bir uzantısı olduğu anlaşılan projede, son ve tek hak din olan İslam’ın diğer dinlerle eşdeğer gösterilmesi dikkat çekti.

Avrupa Birliği fonlarıyla dinlerarası diyalog çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Avrupa’da Müslümanlara göz açtırmayanlar Türkiye’de  ‘Tek Tanrı’ söylemiyle inancımızı yozlaştırmaya yelteniyor. “Music For The One God” (Tek Tanrı’ya Müzik) konseri, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın ev sahipliğinde, Aya İrini’de gerçekleştirildi. Avrupa Birliği ve Türkiye tarafından finanse edilen konserde Bağış’ın hezeyanları da rezalette ikinci perde oldu.

Proje için hazırlanan resmi sayfada Avrupa Birliği, Türkiye, Yunanistan ve Almanya bayrakları ile cami, kilise ve havra fotoğraflarının yan yana kullanılması gözlerden kaçmadı.  Proje afişlerinde İslam’ı temsil eden hilal de, Hıristiyanlığın simgesi haç ve Museviliğin simgesi Davud Yıldızı ile bir araya getirildi.

 AB VE TÜRKİYE ‘TEK TANRI’ İÇİN KONSER VERDİ

“Tek İlah” fikrini yerleştirmeye çalışan proje, Almanya’dan Völklinger Energiestiffung isimli dernekle birlikte İstanbul, Selanik ve Münih’te bulunan akademik ve sivil toplum kurumlarının işbirliği ile yürütülüyor.  Projenin amacı “Tek İlah” fikri altında birleşen, bu çok kültürlü, çok dinli proje; dinlerin ve uygarlıkların bir aradalığını vurgulamak amacı ile gerçekleştiriliyor. Projenin önemli diğer amaçları arasında, müzik aracılığıyla Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki karşılıklı anlayışın beslenmesi, karşılıklı önyargılara neden olan kültürel bariyerlerin aşılması ve tarihsel kültür birikimini günümüz seyircisine ulaştırılması ” şeklinde ifade ediliyor.

TEK TANRI İÇİN MÜZİK YAPTILAR

Proje için hazırlanan sayfada yer alan görsellerde bir hayli ilginç. Üç dinin sembollerinin bir araya getirildiği sayfada. Avrupa Birliği, Türkiye Yunanistan ve Alman bayrakları dikkat çekerken, üç dinin ibadethane resimleri de yan yana veriliyor. Projede üç dinin birbirinden farklı olmadığı hepsinin aynı tanrıya inandığı görüşü lanse ediliyor.

KAYBEDEN BİZLER OLUYORUZ

Projeyi değerlendiren Doç. Dr. Nedim Urhan, “İslami ölçüler içerisinde bir araya gelinir ama etkili olan Müslümanlık olacak, etkili olan Türkiye olacak. Hâlbuki öyle değil. Onlar öyle bir alt yapı hazırlıyorlar ki mesela onların ayinleri de orada yapılıyor. İslami ölçülere aykırı hareketler ediliyor. Bütün bunlar bir iletişim kurma, diyalog kurma olarak lanse ediliyor ama kaybeden bizler oluyoruz.” ifadelerini kullandı.

MÜSLÜMANLAR ARTIK UYANMALI VE TAVIRLARINI KOYMALIDIR

‘Bunlar AB’ye katılmak hevesine her türlü şeyi yapmaya hazır’ diyen Urhan, “Bunların alt yapıları müsait. Ne vicdanları sızlıyor, ne de İslami gayretleri ortaya geliyor maalesef. Onun için biz bu hususta etkili olacaksak yaparız, etkimizi gösteririz, taviz vermeyiz. Ama biz taviz vere vere hiçbir şeyimiz kalmadı. Zina bile serbest bırakıldı. Yani bu durumda hassas olmamız gerekiyor. Bu Müslümanlar niye uyur niye ses çıkarmaz, niye tavır koymaz, çok üzülüyorum. Biz yine de vazifemizi yapalım. Hıristiyan her şeyi yapacak, istediğini gündeme getirecek Müslümanlar onu kabul edecek. Avrupa hevesine taviz verme şansımız yoktur. Egemen Bağışın alt yapısında buna engel olacak en ufak bir hassasiyet yok. Kendisi teslim olmuş zaten. Müslümanlar artık uyanmalı ve tavırlarını koymalıdır.” diye konuştu.

TAM BİR HEZEYAN

Gecede kısa bir konuşma yapan Egemen Bağış’ın “Böyle bir konserin mensubu olmaktan büyük onur duyduğum inancımın Peygamberinin Kutlu Doğum Haftası’na denk gelmesi de beni ayrıca çok duygulandırıyor.” sözleri  tam bir hezeyan olarak değerlendirildi. Bağış’ın Peygamber Efendimizin Kutlu Doğumu ile Tek Tanrı’ya çalınan müzik arasında nasıl bir bağ kurduğu anlaşılamadı. Bağış konuşmasının devamında “Hazreti Peygamberimizin çok güzel söylediği bir yaklaşımı aslında bu konser ortaya koyuyor. Peygamber efendimiz şöyle buyurmuş; ‘İman etmedikçe cennete gidemezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de gerçek manada iman etmiş olamazsınız’. Farklılıklarımız olacak, farklı inançlarımız, farklı kültürlerimiz, farklı dillerimiz olacak ama hepimizin barışa, birlikte yaşamaya, hoşgörüye, hep beraber sahip çıkmamız, destek vermemiz gerekiyor” dedi. Bağış’ın Peygamberimize ithafen söylediği hadise şerifte kastedilenlerin Müslümanlar olduğundan da anlaşılan haberi yok.

AVRUPA’DA KENDİNE YONTUYOR

‘Tek Tanrı’ adı altında, barış ve hoşgörü söylemiyle, İslam dinini Yahudilik ve Hıristiyanlıkla eş değer tutma çalışmaları, nedense Batı ülkelerinde hep Müslümanların aleyhine işliyor. Uluslararası Af Örgütü, Avrupa ülkelerinin laiklik ve cinsiyet eşitliği gibi gerekçelerin arkasına saklanarak, okullarda ve iş yerlerinde başörtüsünü yasaklamasının insan hakları ihlali olduğunu açıkladı. Örgütün hazırladığı ‘Tercih ve Ön Yargı: Avrupa’da Müslümanlara Ayrımcılık’ raporunda, ‘Avrupa Birliği ve üyeleri özellikle eğitim ve istihdamda Müslümanlar’a yönelik ayrımcılıkla mücadelede daha fazlasını yapmalıdır” ifadeleri yer aldı. Af Örgütünün bu raporu AB ülkelerinde Müslümanlara yapılan ayrımcılığı tescillemiş oldu.

KAYBEDEN BİZ OLUYORUZ

Doç. Dr. Nedim Urhan, “İslami ölçüler içerisinde bir araya gelinir ama etkili olan Müslümanlık olacak, etkili olan Türkiye olacak. Hâlbuki öyle değil. Onlar öyle bir alt yapı hazırlıyorlar ki mesela onların ayinleri de orada yapılıyor. İslami ölçülere aykırı hareketler ediliyor. Bütün bunlar bir iletişim kurma, diyalog kurma çabası olarak gösteriliyor ama kaybeden bizler oluyoruz. Bu Müslümanlar niye uyur niye ses çıkarmaz, niye tavır koymaz, çok üzülüyorum.”

Misyoner Faaliyetler – Türkiye Hristiyanlaştırılıyor

1 Yorum


Misyoner Faaliyetler – Türkiye Hristiyanlaştırılıyor

Hamd,alemlerin Rabbi olan Allah’a,Salat ve Selam Rasulü’ne olsun.

Fethedildiği 1453 yılıından bu yana Hristiyan kesime göre İstanbul ; yeri ve zamanı geldiğinde geri alınacak olan bir emanet oldu.
Daha fazla

Diyalogçulara Reddiye – Kafirleri Taklit

Yorum bırakın


Bu yazımızda,kafir olan ehl-i kitabı taklit etmenin dahi insanı ateşe sürükleyeceğini okuyacaksınız.Hal böyle iken,taklit eden ateşe sürüklemekteyse,nasıl olurda taklit edilen diyalogçuların dediği gibi cennetlik olur ?

Yazımıza bir ayet-i kerime ile başlayalım ;

“Zalimlere azıcık meyletmeyin ; sonra size ateş dokunur.Sizin Allah’tan başka dostlarınızı yoktur.Sonra yardım da olunmazsınız.”

Bahru’l Ulum’da bu ayetin tefsirinde şu açıklamalar var ;

“Zalimlere en ufak şekilde meyletmeyin.Azıcık meyl,onlara benzemek,süsleriyle süslenmek,tazim ile onlardan bahsetmek,onlarla birlikte oturmak.Onlarla sohbet etmek,arkadaşlık kurmak,süslerine,mallarına göz uzatmak,yaptıkları işten memnun olmak gibi şeylerdir.”

Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu : “Kıyamet günü olunca bir münadi şöyle çağıracaktır : Zalimler nerede ? Zalimlerin yardımcıları nerede ? Zalimlere benzeyenler nerede ? Hepsi ateşten bir tabutta toplanacaklar.Mahlukatın ortasında hepsi cehenneme sevk edilecekler.”

Bir çok tefsirde şirk ve küfür ehlinin,yani Allah’u Teala’nın düşmanı olan tüm kafirlerin zalim olduğu,onlara karşı kalb ile bir muhabbet ve meylin olmaması gerektiği,onların işleri ve sözlerinden asla razı olunmaması gerektiği açıkça ifade edilmiştir.Bu durumun,yani onlara meylin sonunda şirklerine razı olmaya götüreceği,böylelikle onlara kuvvet ve destek olup hakkı zayıflatacağı açıklanmıştır. (Şuan diyalogçuların yaptığı bu)

Bugünkü ehl-i kitap ve ateist toplumların,mazlum ve sahipsiz islam alemine yaptığı zulüm ve işkenceler,sömürü ve kölelik uygulamaları ayyuka çıkmıştır,bunu görmemek veya gözardır edip onlarla dostluk kurmak,o kişileri felakete götürdüğü gibi,bunlara karşı mücadele etmek isteyenlere de zarar verip gücünü kırmaktır.

En büyük zararları da ilim sahasında olmaktadır.Yani onların eğitimini kabul eden birisi,artık Kur’an ilimlerini,şeriat ilimlerini kenara atıp dünyalık peşinde koşmakta,gözü başka bir şey görmemektedir.Gerçek iman sahibi,Kur’an’ı ve şeriat ilimlerini en yüce sayar ve kabul eder,onlara toz kondurmaz.

İbni Ömer (Radıyllahu Anhuma) rivayetiyle bir hadis-i şerif’te ; “Her kim bir kavma benzerse,o da onlardandır.” buyrulmuştur.

Tirmizi’de 5/56 nolu hadis-i şerif ; “Bizim gayrımıza benzeyen bizden değildir.Yahudilere ve Hristiyanlara benzemeyin,zira yahudilerin selamı parmak işareti iledir,hristiyanların işareti avuç içi iledir.”

Selam alıp verme noktasında dahi yahudi ve hristiyanlara benzememek gerektiği,onlara benzeyenin onlardan olduğu ve onları taklit etmenin bile insanı ateşe sürüklediği göz önünde bulundurulursa,diyalogçu kesimin “onlarda cennete girecek,girebilir,merhametli olun” gibi söylemlerinin ne kadar saçma,ne kadar sapık ve ne kadar asılsız olduğu anlaşılır.Para uğruna,menfaat ve çıkar uğruna dinini satanlar,elbet acısını yarın ahirette çekecektir.Bir müslüman olarak bizler,uyanık olup durumu anlamalı ve anlatmalıyız.

www.islamikoru.com

Dinler Arası Diyalog Tehlikesi -1-

Yorum bırakın

Dinler Arası Diyalog Tehlikesi -1-

Older Entries