SKANDAL TOPLANTI ! "İSLAMDA REFORM"

Yorum bırakın

Ali Eren Hocaefendi internette köşesinden kıyısından bilgiler bulunan İslama İhanet toplantısını deşifre etti, okuyanların adeta kanları dondu. İşte Arifan Dergisinde, Ali Eren Hocaefendi’nin toplantıyı deşifre ettiği yazısı:

Değerli okuyucular!
Bu makalede “Bu kadarı da olmaz” dedirten şok edici bilgilerle karşılaşacak ve şoke olacaksınız. Baştan uyaralım, hazırlıklı olunda şokunuz çok şiddetli olmasın. İşte hayretten küçük dilinizi yutacağınız o gerçek:

Sene 1994, Aylardan nisan
Yer: Bursa, Gölüferah Oteli…
“Kur’an Vakfı”nın tertiplediği bir toplantı yapılıyor.
Konu: Dinde ıslahat (düzenleme) yapılması

İslam dini bozuk veya bozulmuş da yahut 1400 senedir hiç düzgün olmamış da bu toplantıdaki zevat düzeltecekmiş.

Toplantıyı yöneten eski Diyanet İşleri Başkanlarından Süleyman Ateş. Toplantıya katılanlar ise aşağıda bazılarının isimlerini vereceğim Türkiye’nin kalburüstü ilahiyatçıları.

ÜÇGEN ÇİZİP ÜÇE BÖLDÜLER
Önce tahtaya, sivri ucu yukarıya bakan bir üçgen çiziyorlar. Sonra üçgenin içinde yatayına aralıklarla iki çizgi çizip üçgeni yatayına üçe bölüyorlar.

En üstteki bölme K yani Kur’an ve Kur’an ilimleri
İkinci bölme S/ sünnet yani Hadis ve Hadis İlimleri
En alt bölme F yani Fıkıh ve usül-ü Fıkıh

Peki, ne yapmak istiyorlar? Yukarıda dediğim gibi (kendilerince) bozuk olan İslam dininde ıslahat (düzeltme) yapmak istiyorlar. İslamı düzeltmeye düzeltecekler de acaba önce bu üçün hangisinden başlasalar?

Esas ıslahatı kendilerinde, kendi kalplerinde olması icap ettiğinin farkında olmayan bu güruh, ellerine almış satırı, İslamın üç ana maddesi olan Kur’an, hadis ve fıkhı parçalamaya başka bir ifadeyle, yok etmeye azmü cezmü kasdetmişler.
Kendilerine sorsanız, İslam bozulmuş da kendileri onu orijinal haline getirecekler. Din esas mecrasından çıkmış da bunlar ameliyat edip düzeltecekler.

Düzeltme kararında hepsi hemfikir de, dedik ya acaba hangisinden başlasalar?
Bir gurup önce fıkıhtan başlayalım diyor. Bir gurup sünnetten/hadisten, diğer bir gurup da Kur’an’dan başlamak fikrinde.

Biliyorum, içinizden “Bunlar delirmiş mi?” diyorsunuz. Hayır delirmemişler. Ama bunlarınki hırs. Bu hırsın ne çeşit bir hırs olduğunun ismini de varın siz verin. Birinci guruptan yani önce fıkhı ele alalım diyenlerden başlayalım.

Bu ilahiyatçıların gayeleri, 1400 senelik usül-i fıkıh/ İslam fıkhının kaidelerini ve bizzat fıkhın kendisini ellerinin arkasıyla itip kendileri yeni bir fıkıh usulü ortaya koymak.

– O toplantıdakiler gibi ilahiyatçı değilse de Mustafa İslamoğlu da aynı şeyleri söylüyor. “yeni bir fıkıh usulü ortaya koymamız lazım” diyor. Bunun manası “İslam fıkhının canına okumamız lazım” demektir. Yine İslamoğlu “başkalarının ürettiği fıkhı tüketmektense kendimiz fıkıh üretmeliyiz” diyor. Başkaları dediği dört mezheb imamları… (Ali Eren Hoca bu kısmın devamında İslamoğlu’nun çorap üzerine mesh verilmesine cevaz vermesini örnek gösteriyor)

HADİSLERİ HALLETMEK
Diğer bir gurup ise önce sünneti halletmek düşüncesinde. Diyorlar ki: “hadislerin sahih/doğru zannedilenleri bile şüpheli. Akla, maslahata hatta (haşa, yüz bin kere haşa) Kur’an’a uymayanı var. Sonra, uyulması gerekn sünnetle, gerekmeyeni de ayırmak lazım.”

Değerli okuyucular! Sünnet Peygamber yolu demek. Sünnet, Peygamberimizin yaşayışının topyeküni smidir. O toplantıdaki pek bilgiç ilahiyatçılar sayesinde, sünnetin yani Peygamberimizin, yaşayışının akla, maslahata ve Kur’ana uymayanı da olmadığını öğreniyoruz.(Haşa)

Siz ne derseniz deyin, onlar karar vermişler bir kere. Kendi sakim düşüncelerine göre  akla, maslahata ve Kur’an’a uymadığını zannettikleri hadisleri ayıklayacaklarmış…

DİYANETİN HADİS TOPLANTISI
Enteresandır, o toplantıdan aşağı-yukarı 15 sene sonra piyasaya şöyle bir haber düşüyor:
“Diyanet, kadın haklarına aykırı olan hadisleri diğer hadislerden ayıklayacak. Bunun için 70 kişilik bir ekip kuruldu. Bu ekibin başında da Sayın Mehmet Görmez bulunuyor.”

Mehmet Görmez o zaman Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı…

Hadis ayıklama haberinin Türkiye ayağı böyle. Bunun bir de Hıristiyanlar arasında yansıması var. Hıristiyanlara sevinçten göbek attıran haberin özetini verip arkasından anlatacaklarımı anlatayım.

KURAN-I KERİM’DE HATA VARMIŞ!
Toplantıda Ankara İlahiyat’ın Profesörlerinden Salih Akdemir şöyle diyor:
“Kur’an’da da hatalar ve imla bozukluğu var. Hatta ben kısmen tashihe/düzeltmeye başladım. Çok anlam düzelmeleri oluyor.”

Akdemir, Kur’an’da hatalar olduğunu söyleyecek kadar ileri gidince, Ali Bulaç dayanamıyor ve söz istiyor. Diyor ki:
“Bu kadarına da pes yani! Kur’an tevatüren nakledilmiş Allah kelamıdır. Onda şüphe, kişiyi dinsizliğe götürür.”

Süleyman Ateş Ali Bulaç’a müdahale ediyor:
“Sen sus, senin söz hakkın yok. Ben Kur’an hakkında öyle şeyler biliyorum ki, söylesem yer yerinden oynar.”

TOPLANTIYI ALİ BULAÇ ANLATTI
Hayrettin Karaman’ın da toplantıda olup hiç itiraz etmediğini, Bekir Topaloğlu’nun laz fıkrası anlattığı belirten Ali Eren Hocaefendi, toplantıyı 2004’de Fırat Kültür Merkezinde Ali Bulaç’tan dinlediğini söylüyor.

Topkapı Eresin otel’de Diyanet İşleri Başkanlığı Yüksek Din kurulu Üyesi Halil Altuntaş’ın yanında Bekir Topaloğlu’na toplantıyı teyit ettirip sesini de kayda alan Ali Eren Hocaefendi, Bekir Topaloğlu’nun ilaveten şunu eklediğini anlatıyor:

O toplantıda Salih Akdemir: “Ben de bir Kur’an yazacağım dedi. Ben de yaz bakalım kim okuyacak dedim.”

DEĞERLENDİRME
   Şimdi toplantıya şöyle bir göz atalım. Toplantıyı Diyaloğun baş mimarı Mehmet Aydın organize ediyor, diyalogcu (Yahudi hıristiyanlar cennete girerler fetvasını veren) Hayrettin Karaman ve Zaman Gazetesi yazarı Ali Bulaç’da katılıyor. Bu sizce de çok manidar değil mi?
   İşin en ilginç tarafı ise toplantıyı anlatan Ali Bulaç dahil hayrettin karaman ve orada bulunan şahısların hiç itiraz etmemiş olmamaları.

   Yani kıyamete kadar korunacak Kur’an-ı Kerimi, Yüce peygamberin hadislerini ve Fıkhı değiştirelim, baştan yazalım veya oynayalım diyoralar, birisi de kalkıp “Siz ne diyorsunuz? Bu reformdur, ihanettir, hainliktir, Allah’a – Peygambere ve Müslümanlara karşı gelmektir” diyemiyor.

“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” “En fazletli cihad, zâlim sultana karşı hakkı söylemektir.” (Kütüb-i Sitte Terc. ve Şerhi, c. 17, s. 538)

Allah’u Teala buyuruyor ki:
“Allah’ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizleyip onu az bir paha ile değişenler yok mu, işte onların yiyip de karınlarına doldurdukları, ateşten başka bir şey değildir. Kıyamet günü Allah ne kendileriyle konuşur ve ne de onları temize çıkarır. Orada onlar için can yakıcı bir azap vardır.” (2/Bakara, 174)

“Allah, kendilerine Kitap verilenlerden, ‘Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz’ diyerek söz almıştı. Onlar ise bunu kulak ardı ettiler, onu az bir dünyalığa değiştiler. Yaptıkları alışveriş ne kadar kötü!” (3/Âl-i İmran, 187)

YAZIKLAR OLSUN ALLAH’IN DİNİNİ SATANLARA….

ismailaga.ingo adresinden alıntı yapılmıştır.

SKANDAL TOPLANTI ! “İSLAMDA REFORM”

1 Yorum

Ali Eren Hocaefendi internette köşesinden kıyısından bilgiler bulunan İslama İhanet toplantısını deşifre etti, okuyanların adeta kanları dondu. İşte Arifan Dergisinde, Ali Eren Hocaefendi’nin toplantıyı deşifre ettiği yazısı:

Değerli okuyucular!
Bu makalede “Bu kadarı da olmaz” dedirten şok edici bilgilerle karşılaşacak ve şoke olacaksınız. Baştan uyaralım, hazırlıklı olunda şokunuz çok şiddetli olmasın. İşte hayretten küçük dilinizi yutacağınız o gerçek:

Sene 1994, Aylardan nisan
Yer: Bursa, Gölüferah Oteli…
“Kur’an Vakfı”nın tertiplediği bir toplantı yapılıyor.
Konu: Dinde ıslahat (düzenleme) yapılması

İslam dini bozuk veya bozulmuş da yahut 1400 senedir hiç düzgün olmamış da bu toplantıdaki zevat düzeltecekmiş.

Toplantıyı yöneten eski Diyanet İşleri Başkanlarından Süleyman Ateş. Toplantıya katılanlar ise aşağıda bazılarının isimlerini vereceğim Türkiye’nin kalburüstü ilahiyatçıları.

ÜÇGEN ÇİZİP ÜÇE BÖLDÜLER
Önce tahtaya, sivri ucu yukarıya bakan bir üçgen çiziyorlar. Sonra üçgenin içinde yatayına aralıklarla iki çizgi çizip üçgeni yatayına üçe bölüyorlar.

En üstteki bölme K yani Kur’an ve Kur’an ilimleri
İkinci bölme S/ sünnet yani Hadis ve Hadis İlimleri
En alt bölme F yani Fıkıh ve usül-ü Fıkıh

Peki, ne yapmak istiyorlar? Yukarıda dediğim gibi (kendilerince) bozuk olan İslam dininde ıslahat (düzeltme) yapmak istiyorlar. İslamı düzeltmeye düzeltecekler de acaba önce bu üçün hangisinden başlasalar?

Esas ıslahatı kendilerinde, kendi kalplerinde olması icap ettiğinin farkında olmayan bu güruh, ellerine almış satırı, İslamın üç ana maddesi olan Kur’an, hadis ve fıkhı parçalamaya başka bir ifadeyle, yok etmeye azmü cezmü kasdetmişler.
Kendilerine sorsanız, İslam bozulmuş da kendileri onu orijinal haline getirecekler. Din esas mecrasından çıkmış da bunlar ameliyat edip düzeltecekler.

Düzeltme kararında hepsi hemfikir de, dedik ya acaba hangisinden başlasalar?
Bir gurup önce fıkıhtan başlayalım diyor. Bir gurup sünnetten/hadisten, diğer bir gurup da Kur’an’dan başlamak fikrinde.

Biliyorum, içinizden “Bunlar delirmiş mi?” diyorsunuz. Hayır delirmemişler. Ama bunlarınki hırs. Bu hırsın ne çeşit bir hırs olduğunun ismini de varın siz verin. Birinci guruptan yani önce fıkhı ele alalım diyenlerden başlayalım.

Bu ilahiyatçıların gayeleri, 1400 senelik usül-i fıkıh/ İslam fıkhının kaidelerini ve bizzat fıkhın kendisini ellerinin arkasıyla itip kendileri yeni bir fıkıh usulü ortaya koymak.

– O toplantıdakiler gibi ilahiyatçı değilse de Mustafa İslamoğlu da aynı şeyleri söylüyor. “yeni bir fıkıh usulü ortaya koymamız lazım” diyor. Bunun manası “İslam fıkhının canına okumamız lazım” demektir. Yine İslamoğlu “başkalarının ürettiği fıkhı tüketmektense kendimiz fıkıh üretmeliyiz” diyor. Başkaları dediği dört mezheb imamları… (Ali Eren Hoca bu kısmın devamında İslamoğlu’nun çorap üzerine mesh verilmesine cevaz vermesini örnek gösteriyor)

HADİSLERİ HALLETMEK
Diğer bir gurup ise önce sünneti halletmek düşüncesinde. Diyorlar ki: “hadislerin sahih/doğru zannedilenleri bile şüpheli. Akla, maslahata hatta (haşa, yüz bin kere haşa) Kur’an’a uymayanı var. Sonra, uyulması gerekn sünnetle, gerekmeyeni de ayırmak lazım.”

Değerli okuyucular! Sünnet Peygamber yolu demek. Sünnet, Peygamberimizin yaşayışının topyeküni smidir. O toplantıdaki pek bilgiç ilahiyatçılar sayesinde, sünnetin yani Peygamberimizin, yaşayışının akla, maslahata ve Kur’ana uymayanı da olmadığını öğreniyoruz.(Haşa)

Siz ne derseniz deyin, onlar karar vermişler bir kere. Kendi sakim düşüncelerine göre  akla, maslahata ve Kur’an’a uymadığını zannettikleri hadisleri ayıklayacaklarmış…

DİYANETİN HADİS TOPLANTISI
Enteresandır, o toplantıdan aşağı-yukarı 15 sene sonra piyasaya şöyle bir haber düşüyor:
“Diyanet, kadın haklarına aykırı olan hadisleri diğer hadislerden ayıklayacak. Bunun için 70 kişilik bir ekip kuruldu. Bu ekibin başında da Sayın Mehmet Görmez bulunuyor.”

Mehmet Görmez o zaman Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı…

Hadis ayıklama haberinin Türkiye ayağı böyle. Bunun bir de Hıristiyanlar arasında yansıması var. Hıristiyanlara sevinçten göbek attıran haberin özetini verip arkasından anlatacaklarımı anlatayım.

KURAN-I KERİM’DE HATA VARMIŞ!
Toplantıda Ankara İlahiyat’ın Profesörlerinden Salih Akdemir şöyle diyor:
“Kur’an’da da hatalar ve imla bozukluğu var. Hatta ben kısmen tashihe/düzeltmeye başladım. Çok anlam düzelmeleri oluyor.”

Akdemir, Kur’an’da hatalar olduğunu söyleyecek kadar ileri gidince, Ali Bulaç dayanamıyor ve söz istiyor. Diyor ki:
“Bu kadarına da pes yani! Kur’an tevatüren nakledilmiş Allah kelamıdır. Onda şüphe, kişiyi dinsizliğe götürür.”

Süleyman Ateş Ali Bulaç’a müdahale ediyor:
“Sen sus, senin söz hakkın yok. Ben Kur’an hakkında öyle şeyler biliyorum ki, söylesem yer yerinden oynar.”

TOPLANTIYI ALİ BULAÇ ANLATTI
Hayrettin Karaman’ın da toplantıda olup hiç itiraz etmediğini, Bekir Topaloğlu’nun laz fıkrası anlattığı belirten Ali Eren Hocaefendi, toplantıyı 2004’de Fırat Kültür Merkezinde Ali Bulaç’tan dinlediğini söylüyor.

Topkapı Eresin otel’de Diyanet İşleri Başkanlığı Yüksek Din kurulu Üyesi Halil Altuntaş’ın yanında Bekir Topaloğlu’na toplantıyı teyit ettirip sesini de kayda alan Ali Eren Hocaefendi, Bekir Topaloğlu’nun ilaveten şunu eklediğini anlatıyor:

O toplantıda Salih Akdemir: “Ben de bir Kur’an yazacağım dedi. Ben de yaz bakalım kim okuyacak dedim.”

DEĞERLENDİRME
   Şimdi toplantıya şöyle bir göz atalım. Toplantıyı Diyaloğun baş mimarı Mehmet Aydın organize ediyor, diyalogcu (Yahudi hıristiyanlar cennete girerler fetvasını veren) Hayrettin Karaman ve Zaman Gazetesi yazarı Ali Bulaç’da katılıyor. Bu sizce de çok manidar değil mi?
   İşin en ilginç tarafı ise toplantıyı anlatan Ali Bulaç dahil hayrettin karaman ve orada bulunan şahısların hiç itiraz etmemiş olmamaları.

   Yani kıyamete kadar korunacak Kur’an-ı Kerimi, Yüce peygamberin hadislerini ve Fıkhı değiştirelim, baştan yazalım veya oynayalım diyoralar, birisi de kalkıp “Siz ne diyorsunuz? Bu reformdur, ihanettir, hainliktir, Allah’a – Peygambere ve Müslümanlara karşı gelmektir” diyemiyor.

“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” “En fazletli cihad, zâlim sultana karşı hakkı söylemektir.” (Kütüb-i Sitte Terc. ve Şerhi, c. 17, s. 538)

Allah’u Teala buyuruyor ki:
“Allah’ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizleyip onu az bir paha ile değişenler yok mu, işte onların yiyip de karınlarına doldurdukları, ateşten başka bir şey değildir. Kıyamet günü Allah ne kendileriyle konuşur ve ne de onları temize çıkarır. Orada onlar için can yakıcı bir azap vardır.” (2/Bakara, 174)

“Allah, kendilerine Kitap verilenlerden, ‘Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz’ diyerek söz almıştı. Onlar ise bunu kulak ardı ettiler, onu az bir dünyalığa değiştiler. Yaptıkları alışveriş ne kadar kötü!” (3/Âl-i İmran, 187)

YAZIKLAR OLSUN ALLAH’IN DİNİNİ SATANLARA….

ismailaga.ingo adresinden alıntı yapılmıştır.

Cübbeli Ahmet Hoca – Mustafa İslamoğlu’na Reddiye (Peygamber Nur Değildir)

Yorum bırakın

Bismillâhirrahmanirrahim

Mustafa İslamoğlu Yazdığı bir kitapta ; Peygamberimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)e “NUR” diyen Kab’l Ahbar (Tabiîn tabakasından)a Yahudi Kappalizmi’ne destek veriyor diyerek iftira ediyor.Ve Peygambere “NUR” denmesini,abartma ve karizma katma olarak görüyor.”Peygamberi yüceltmek için ona böyle şeyler söylüyorlar” diyor.Halbuki Allâh Maide Suresi 15.Ayeti’nde ; “Ayrıca size , Allâh’tan bir nur ve apaçık bir kitap da gelmiştir.” buyurarak Allah,Efendimiz’e NUR demiştir.Bu reddiyeyi (video)yu izleyerek;durumu daha açık görebilirsiniz.

Cübbeli Ahmet Hoca – Mustafa İslamoğlu'na Reddiye (Peygamber Nur Değildir)

Yorum bırakın

Bismillâhirrahmanirrahim

Mustafa İslamoğlu Yazdığı bir kitapta ; Peygamberimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)e “NUR” diyen Kab’l Ahbar (Tabiîn tabakasından)a Yahudi Kappalizmi’ne destek veriyor diyerek iftira ediyor.Ve Peygambere “NUR” denmesini,abartma ve karizma katma olarak görüyor.”Peygamberi yüceltmek için ona böyle şeyler söylüyorlar” diyor.Halbuki Allâh Maide Suresi 15.Ayeti’nde ; “Ayrıca size , Allâh’tan bir nur ve apaçık bir kitap da gelmiştir.” buyurarak Allah,Efendimiz’e NUR demiştir.Bu reddiyeyi (video)yu izleyerek;durumu daha açık görebilirsiniz.

Mustafa İSLAMOĞLU’nun Sapık Görüşlerine REDDİYE

11 Yorum

Yeni Sitemize Giriş İçin TIKLAYINIZ

BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHİM
Günümüzde Ehl-i Sünnet Ve’l Cemaat itikadını zedelemek,bozmak isteyen kişiler çoğunlukta.Ve bu kişiler gerek diyanetten (Süleyman ATEŞ gibi),gerek İlahiyatçılardan (Hayrettin KARAMAN gibi) gerek ise televizyonda çıkan (Mustafa İSLAMOĞLU gibi) kişilerdir.İnsanlar ; hocalığına,sakalına ve dini ilmine güvendiği iç…in bu kişileri savunmakta ve hatta şuan bu yazıyı okuyanlardan Mustafa İSLAMOĞLU’nun HİLAL TV’de ki konuşmalarını,sohbetlerini dinleyen kişiler var ise,savunma pozisyonuna geçebilirler.Çünkü Mustafa İSLAMOĞLU,Zekeriya Beyaz gibi yada Yaşar Nuri ÖZTÜRK gibi açık seçik sapıklık içinde değildir,inceden inceye mesaj verir.İşte ; Mustafa İSLAMOĞLU’nun söylediği ve yazdığı bir kaç sapık görüş ve onlara Ayetli-Hadisli Cevaplar ;

Mustafa İSLAMOĞLU diyor ki ; “Ehl-i Sünnet’e göre hayızlı kadın camiye girebilir.”
Peygamber Efendimiz’de buyuruyor ki ; “”Hiç bir hayızlı veya cünüp mescide giremez.” [Hadis-i Şerif / İbn Mâce, Tahâre, 92; Dârimî, Vudû’,116]

Daha fazla

Mustafa İSLAMOĞLU'nun Sapık Görüşlerine REDDİYE

3 Yorum

BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHİM
Günümüzde Ehl-i Sünnet Ve’l Cemaat itikadını zedelemek,bozmak isteyen kişiler çoğunlukta.Ve bu kişiler gerek diyanetten (Süleyman ATEŞ gibi),gerek İlahiyatçılardan (Hayrettin KARAMAN gibi) gerek ise televizyonda çıkan (Mustafa İSLAMOĞLU gibi) kişilerdir.İnsanlar ; hocalığına,sakalına ve dini ilmine güvendiği iç…in bu kişileri savunmakta ve hatta şuan bu yazıyı okuyanlardan Mustafa İSLAMOĞLU’nun HİLAL TV’de ki konuşmalarını,sohbetlerini dinleyen kişiler var ise,savunma pozisyonuna geçebilirler.Çünkü Mustafa İSLAMOĞLU,Zekeriya Beyaz gibi yada Yaşar Nuri ÖZTÜRK gibi açık seçik sapıklık içinde değildir,inceden inceye mesaj verir.İşte ; Mustafa İSLAMOĞLU’nun söylediği ve yazdığı bir kaç sapık görüş ve onlara Ayetli-Hadisli Cevaplar ;

Mustafa İSLAMOĞLU diyor ki ; “Ehl-i Sünnet’e göre hayızlı kadın camiye girebilir.”
Peygamber Efendimiz’de buyuruyor ki ; “”Hiç bir hayızlı veya cünüp mescide giremez.” [Hadis-i Şerif / İbn Mâce, Tahâre, 92; Dârimî, Vudû’,116]

Daha fazla

Cübbeli Ahmet Hoca – Batıl Mustafa İslamoğlu’na Reddiye (Uzun-1 Saat)

Yorum bırakın

Cübbeli Ahmet Hoca – Batıl Mustafa İslamoğlu’na Reddiye (Uzun-1 Saat)

Cübbeli Ahmet Hoca – Batıl Mustafa İslamoğlu'na Reddiye (Uzun-1 Saat)

Yorum bırakın

Cübbeli Ahmet Hoca – Batıl Mustafa İslamoğlu’na Reddiye (Uzun-1 Saat)

Cübbeli Ahmet Hoca – Mustafa İslamoğlu’na Reddiye -1-

Yorum bırakın

Peki Türkiye hakkında ikinci tehlike şu ; Şî’î iler’in Ehl-i Sünneti istilası,takiyye yaparak : ” Biz de sizin gibi Ebû Bekr’i seviyoruz Âişe anamızı seviyoruz “ diye göstererek bizim içimize sızmaları,ondan sonra da bu işleri birbirine sokarak,karıştırarak Allâh muhafaza Şî’î itikadını aşılamaları,Türkiye’ye böyle bir tehlike sokulmak isteniyor,bu tehlikenin öncülüğünü kim yapıyor ? Mustafa İslamoğlu yapıyor,şimdi bunun delilleri,iki tane delil söyleyceğim size,iyi dinlerseniz anlarsınız.

Adamın biri internet sitesinde Mustafa İslamoğlu’na soru soruyor,İslamoğlu’nun kendi sitesinde yazıyor bu.Adam şöyle soruyor: ” Ben Humeynî’yi seviyordum,sonradan baktım Humeynî ‘Kadınla ters ilişki caiz’ diye fetva veriyor.Ben de Humeynî’den soğudum.Hocam ne olur,bunu bana izah edin de ben Humeynî’ye tekrar ısınayım.

Bu da cevap veriyor sitesinde,Akit’in sahibini göndermiş bana Karahasanoğlu abimiz geldi: “İşte hocam şöyle yapalım,böyle yapalım,anlaşalım falan” diyor ben de “Anlaşalım” dedim.”Bir masada toplanalım” dediler,”Buyurun toplanalım” dedim.Hâlâ cevap bekliyorum,ondan sonra ben adamı konuşturmazmışım,buyursun gelsin konuşsun,ben kimi konuşturmadım

Ben herkesi dinlerim ama sonra da konuşurum tabi,bu sefer Akit’in sahibi geldi,öbürü geldi Allâh razı olsun iyi niyetle.Ama ben dedim ki: “Bakın çok yanlış reklamlar veriyorsunuz,Hilal tv’nin reklamlarını veriyorsunuz.” dediler ki: “Allâh rızası için.” Dedim ki : “Ama Allâh rızası için böyle bir şey olmaz ki,bak bu kanalda adam çıkıyor Hazreti Muâviye’ye Kâfir diyor.Yâhu,bu Allâh rızası için reklam edilecek bir kanal mı?!

Karahasanoğlu ağabeyimiz çok iyi bir adam,zeki biri.”Belki zor anlarsa şimdi uğraşacağız 2 saat” dedim ama yanılmışım çok uyanık,bir baktı,üstünü okudu,tak altını okudu.”Ne oldu?” dedim.”Birşey düzeltemeyiz dedi.Mevzû ne?Mevzûya bak, “Ters ilişkiyi sadece Humeynî demedi ki ” diyor, “Ters ilişkiyi Ehl-i Beyt’in ekseriyeti câiz görüyordu” diyor.

Ehl-i Beyt kim?Rasûlüllah (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem ) Efendimiz’e ; “Bize sevilmesi emredilen Ehl-i Beyt kimdir?” dediler.Nitekim Kur’an’ı kerim’de şöyle emrediliyor : “İslam’ı size getirdim,tebliğ ettim,para pul istemiyorum,akrabamı sevmenizi istiyorum.” (Şura Suresi:23)

( Yani Mustafa İslamoğlu,Humeynî‘nin caiz gördüğü ‘ters ilişkiyi’ Ehl-i Beyt ( Peygamberimizin akrabaları )’nında caiz gördüğünü söyleyerek,büyük bir küfre giriyor )

Ehl-i Beyt caiz gördü diyor.Neden Ehl-i Beyt’e iftira ediyorsun?Hazreti Aliler,Hasenler,Hüseyinler ters ilişki yapar mı?Ters ilişkiye caiz derler mi?

“Şî’a mezhebine göre caiz” demen lazım,ama “Şî’a’ya göre caiz” demiyor da ne diyor ? “Ehl-i Beyt’e göre caiz” diyor,iftira!

( Üç vasiyetim kitabı Sayfa : 80-88 )

Cübbeli Ahmet Hoca – Mustafa İslamoğlu'na Reddiye -1-

Yorum bırakın

Peki Türkiye hakkında ikinci tehlike şu ; Şî’î iler’in Ehl-i Sünneti istilası,takiyye yaparak : ” Biz de sizin gibi Ebû Bekr’i seviyoruz Âişe anamızı seviyoruz “ diye göstererek bizim içimize sızmaları,ondan sonra da bu işleri birbirine sokarak,karıştırarak Allâh muhafaza Şî’î itikadını aşılamaları,Türkiye’ye böyle bir tehlike sokulmak isteniyor,bu tehlikenin öncülüğünü kim yapıyor ? Mustafa İslamoğlu yapıyor,şimdi bunun delilleri,iki tane delil söyleyceğim size,iyi dinlerseniz anlarsınız.

Adamın biri internet sitesinde Mustafa İslamoğlu’na soru soruyor,İslamoğlu’nun kendi sitesinde yazıyor bu.Adam şöyle soruyor: ” Ben Humeynî’yi seviyordum,sonradan baktım Humeynî ‘Kadınla ters ilişki caiz’ diye fetva veriyor.Ben de Humeynî’den soğudum.Hocam ne olur,bunu bana izah edin de ben Humeynî’ye tekrar ısınayım.

Bu da cevap veriyor sitesinde,Akit’in sahibini göndermiş bana Karahasanoğlu abimiz geldi: “İşte hocam şöyle yapalım,böyle yapalım,anlaşalım falan” diyor ben de “Anlaşalım” dedim.”Bir masada toplanalım” dediler,”Buyurun toplanalım” dedim.Hâlâ cevap bekliyorum,ondan sonra ben adamı konuşturmazmışım,buyursun gelsin konuşsun,ben kimi konuşturmadım

Ben herkesi dinlerim ama sonra da konuşurum tabi,bu sefer Akit’in sahibi geldi,öbürü geldi Allâh razı olsun iyi niyetle.Ama ben dedim ki: “Bakın çok yanlış reklamlar veriyorsunuz,Hilal tv’nin reklamlarını veriyorsunuz.” dediler ki: “Allâh rızası için.” Dedim ki : “Ama Allâh rızası için böyle bir şey olmaz ki,bak bu kanalda adam çıkıyor Hazreti Muâviye’ye Kâfir diyor.Yâhu,bu Allâh rızası için reklam edilecek bir kanal mı?!

Karahasanoğlu ağabeyimiz çok iyi bir adam,zeki biri.”Belki zor anlarsa şimdi uğraşacağız 2 saat” dedim ama yanılmışım çok uyanık,bir baktı,üstünü okudu,tak altını okudu.”Ne oldu?” dedim.”Birşey düzeltemeyiz dedi.Mevzû ne?Mevzûya bak, “Ters ilişkiyi sadece Humeynî demedi ki ” diyor, “Ters ilişkiyi Ehl-i Beyt’in ekseriyeti câiz görüyordu” diyor.

Ehl-i Beyt kim?Rasûlüllah (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem ) Efendimiz’e ; “Bize sevilmesi emredilen Ehl-i Beyt kimdir?” dediler.Nitekim Kur’an’ı kerim’de şöyle emrediliyor : “İslam’ı size getirdim,tebliğ ettim,para pul istemiyorum,akrabamı sevmenizi istiyorum.” (Şura Suresi:23)

( Yani Mustafa İslamoğlu,Humeynî‘nin caiz gördüğü ‘ters ilişkiyi’ Ehl-i Beyt ( Peygamberimizin akrabaları )’nında caiz gördüğünü söyleyerek,büyük bir küfre giriyor )

Ehl-i Beyt caiz gördü diyor.Neden Ehl-i Beyt’e iftira ediyorsun?Hazreti Aliler,Hasenler,Hüseyinler ters ilişki yapar mı?Ters ilişkiye caiz derler mi?

“Şî’a mezhebine göre caiz” demen lazım,ama “Şî’a’ya göre caiz” demiyor da ne diyor ? “Ehl-i Beyt’e göre caiz” diyor,iftira!

( Üç vasiyetim kitabı Sayfa : 80-88 )

Older Entries