İşte Size DİYALOG

1 Yorum

Batıda İslam dinine ve Peygamberimiz (S.A.V.)e hakaretler cezasız kalırken, hoşgörü ve diyalog projesi olan Antalya Dinler Bahçesindeki kilise ve sinagogta namaz kılmak sıradan hale geldi

ORADA BÖYLE

Batı ülkelerinde Müslümanlara hakaret etmek serbest. Din ve vicdan özgürlüğünü dillerinden düşürmeyen bu ülkeler İslam karşıtı her türlü faaliyete destek verip çanak tutuyor. Otobüs ve toplu taşıma duraklarına asılan İslam karşıtı afişlere, bildirilere kampanyalara ses çıkarmayan bu ülkelerde yasak olmayan tek şey var; o da İslam düşmanlığı. İslam’a savaş açanlar açıkça ödüllendiriliyor. Bu da İslam karşıtlığının yayılmasına neden oluyor. Burada dikkat çeken bir ayrıntı var; İslâm düşmanları daha çok cami simgesi üzerinden nefret kusuyor.
Sözde din ve vicdan özgürlüğünün olduğu Avrupa’da İslam’a yönelik her türlü hakaret serbest. “Müslümanların Masumiyeti” adlı provokasyon filmini çeken Mark Basseley Youssef’a herhangi bir ceza verilmezken, Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo’nun çizerine de herhangi cezai müeyyide uygulanmış değil. Daha önce Peygamber Efendimizle ilgili çirkin karikatürler çizen dergi ve karikatüristler içinde girişim de bulunulmadı. Müslümanlara karşı yürütülen ırkçı kampanya afiş dergi ve broşürler içinde yetkiler sessiz. Daha fazla

Kilise ve havraya 'mabed' şemsiyesi

Yorum bırakın

Millî Gazete ilginç ayrıntıyı açıklıyor… AB dayatması Büyükşehir Yasası’nda da kendini gösterdi… Yeni yasadaki “mabed” kelimesi ile artık Kilise ve Havra da Cami ile aynı muameleyi görecek… AB’nin uyarıları doğrultusunda 2005 yılında yayınlanan genelge ile okullarda, ‘cemaat, cihat, tevhid, medrese, mü’min, münafık’ gibi kelimeleri kapsayan 45 sözcüğü yasaklayan AKP iktidarı, Yeni Büyükşehir Belediye Yasası’na da ‘mabed’ kelimesini koydu. Daha önce de AB Uyum Yasaları çerçevesinde mevzuattan ‘cami’ ifadesi çıkarılmış yerine ‘ibadethane’ ifadesi konmuş; genelgelerin de desteğiyle apartman altı kiliselerin açılmasında ve misyonerlik faaliyetlerinde büyük bir artış gerçekleşmişti.

İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Bakanlar Kurulu Kararı ile TBMM’ye sevk edilerek kabul edilen ‘Büyükşehir Belediyesi Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’da görenleri şaşkına çeviren ifadeler yer alıyor. Daha önce Büyükşehir Yasa Kanunu’nda olmayan ancak yapılan eklemelerle ‘mabet’ler kabul edilerek, bunlarla ilişkin bir dizi düzenleyici madde eklendiği ortaya çıktı. Daha fazla

Bosna'nın Cesur Kadını

Yorum bırakın

Evinin bahçesine kaçak yapılan kilisenin yıkılması için mücadelesini sürdüren Boşnak Fata Orloviç: “Bu kilise bahçemden kaldırılmadan bana sevinmek haram. Allah’ın izniyle bu benim zaferim olacak. Sonuna kadar yurdum için, Bosna Hersek için mücadele edeceğim”.
Bosna Hersek’te evinin bahçesinde yaptırılan kaçak kiliseye karşı verdiği mücadeleyle tanınan 68 yaşındaki Fata Orloviç, kilisenin kaldırılmasına yönelik hukuk mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğini söyledi. Biyelyina Bölge Mahkemesi’nin, ruhsatsız inşa edildiği gerekçesiyle kilisenin kaldırılması kararına sevinen Fata nine, Bosna Sırp Cumhuriyeti Yüksek Mahkemesi’nin kilise hakkındaki yıkım kararını durdurmasına rağmen mücadelesini sürdürüyor. Avukatı Fahriya Karkin aracılığıyla yıkım kararının durdurulmasına itiraz eden Fata Orloviç, şimdi itirazının kabul edilmesini ve mahkemenin vereceği kararı bekliyor.

Orloviç’in avukatı Fahriya Karkin, yaptığı açıklamada, müvekkilinin bahçesine yapılan kilisenin dini yapı değil, siyasi amaçla inşa edilen bir yapı olduğunu belirtti. Karkin, “Kilisenin önüne geldiğiniz vakit etrafında Fata ninenin evinin dışında başka bir ev göremeyeceksiniz. Hiçbir Sırp vatandaşı orada yaşamıyor.

Bu kilise, Boşnakların buradan göç etmesi ve Sırpların yerleşmesi için inşa edildi” dedi. Bahçesinden kilisenin kaldırılması için verdiği mücadeleyle Bosna Hersek’te haksızlıklara karşı direnişin sembol isimleri arasına giren Fata Orloviç de mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğini, “bahçesine yapılan kilise kaldırılmadığı müddetçe sevinmenin de kendisi için haram olduğunu” ifade etti. Fata Orloviç, “Allah’ın izniyle bu benim zaferim olacak. Sonuna kadar yurdum için, Bosna Hersek için mücadele edeceğim” diye konuştu. Daha fazla

Sırbistan'da Şehitliğe Kilise !

Yorum bırakın

Sıbristan’da katledilenlerin defnedildiği Potoçari Şehitliği’nin üst kısmına yapılmak istenen kilise inşaatına Sırp yönetimi onay verdi.
Bosna Hersek’teki savaş sırasında Srebrenitsa’da katledilenlerin defnedildiği Potoçari Şehitliği’nin üst kısmına yapılmak istenen ve tepkiler üzerine belediye tarafından durdurulan kilise inşaatına Sırp yönetimi onay verdi.
Daha önce de gündeme gelen ve tepkiler üzerine iki kez durdurulan kilisenin yapım kararı, Bosna Sırp Cumhuriyeti Alan Düzenleme Bakanı Srebrenka Goliç tarafından imzalandı.
Şehitliğe kilise yapılmasını yeni bir siyasi provokasyon olarak değerlendiren katliam mağduru Srebrenitsalılar, karara tepki gösterdi. (AA)

Allah'a ve İslam'a Karşı Saldırılar – ANALİZ (Bölüm – 2)

1 Yorum

islamikoru.com ÖZEL / Allah’a ve İslam’a Karşı Saldırılar – ANALİZ (Bölüm – 2)

(Bölüm 1’i okumak için buraya tıklayınız)

**

MİSYONERLER VE HRİSTİYANLIĞI YAYMA ÇABALARI

Hz.İsa (Aleyhisselam)’ın göğe yükselişi,hatta yükselmeden önce dahi Allah’a ve dinine savaş açan hristiyanlar geçmişten günümüze azimle çalışmışlardır. Daha fazla

KİLİSEDE CUMA NAMAZI VE YENİ BİR KİLİSE AÇILIŞI – DİNLER ARASI DİYALOG

1 Yorum

Geçtimiğimiz hafta iki önemli olay gerçekleşti ki ; ikisininde kaynağı aynı yer ; DİNLER ARASI DİYALOG.

Birinci olay şu ki ; Gümrük bakanı Hayati Yazıcı,bir PAPAZ ile birlikte resterasyonu tamamalanan bir ermeni kilisesi olan Vortvots Vorodman ‘ın açılışını yaptı.(Bu kaçıncı kilise ? Bu kadar hristiyan yok bu ülkede.Evet yok ama,Hristiyanlaştırıcak insan çok.İşte amaçları bu.İlk önce kilise,sonra içini doldurcak insan !) Gümrük bakanı Hayati Yazıcı , kilise açılışından sonra öyle bir konuşma yaptı ki,insanı dinden çıkarcak nitelikten.Durumun ciddiyeti çok net anlaşılıyor konuşmadan.İşte o konuşma  ;

Açılış sonrası gerçekleştirilen ayinin ardından düzenlenen kokteylde konuşan Yazıcı, ”Vortvots Vorodman”ın ”gök gürültüsünün çocukları” anlamına geldiğini belirterek, ”Gök gürültüsünün çocukları isminin Hazreti İsa’nın havarilerinden olan mukaddes kitap İncil’in yazarı Yuhanna ve onun kardeşi Hagop’tan geldiği, iki kardeşin gök gürültüsünü andıran baskın kişilikleriyle tanındığı için de kilisenin bu isimle anıldığını sanat tarihçisi Dr. Elmon Hançer söylüyor” dedi.

Evet yanlış okumadınız.Ermeni kilisesisinin açılışını yapan müslüman bir ülke bakanı olan Hayati Yacızı ‘MUKADDES (KUTSAL) KİTAP İNCİL’İN YAZARI YUHANNA‘ diyerek,bu durumu tasdik eder nitelikte konuşma yapmıştır.Bu konuda daha derine inmeden ikinci meseleye geçelim.

Antalya’da bir kaç yıl önce  DİNLER BAHÇESİ SAÇMALIĞI‘nın bir ürünü olan 1 cami,1 kilise ve 1 havra yanyana inşa edilmişti.İşte yukarıda bahsettiğimiz kilise açılışından bir kaç gün sonra CUMA GÜNÜ,o bahçedeki kilisede müslümanlar CUMA NAMAZI kılındı.Şimdi bunu şöyle yorumlayanlar çıkacaktır mutlaka ;

“İşte gördünüz değil mi ? Dinler Arası Diyalog iyi bir şey.Meyvesini verdi.Kilise’de namaz kılındı.” Böyle diyenlere cevabımız şu olacak ki ; bu olaydan önce bir kaç kilise açıldı ve bir kaç ay önce İZMİRDE BİR CAMİ’DE BAŞ PİSKOPOS BARTHELEOMOS BİR İKİNCİ NAMAZI SONRA HRİSTİYANLARLA BERABER AYİN YAPTI.İşte bu olaylar olduktan sonra,sırf göz boyama amaçlı,kilisede namaz kıldırıldı müslümanlara.Ve bu olaydan sonrada emin olun yine kiliseler açılacak ve camilerde ayinler yapılacak.Bu durumdan rahatsız olnayan kişi MÜSLÜMAN OLAMAZ.Müslümanlar olarak uyanık olmassak,daha çok şeyler gelir başımıza.Yazımızı burada hoktalarken,yukarıda bahsettiğimiz iki olayın videosunu koyuyoruz.Dileyen izlesin,görsün.

HAYATİ YAZICI – ERMENİ KİLİSESİ AÇILIŞI VİDEO

İZMİR’DE YAPILAN AYİNİ

 

 

Hristiyan ve Yahudilerin’de Cennete Girebilecekleri Söylemi (Reddiye)

1 Yorum

Yeni Sitemize Giriş İçin TIKLAYINIZ

Hristiyan ve Yahudilerin’de Cennete Girebilecekleri Söylemi (Reddiye)

Dinler Arası Diyalog ve Ilımlı İslam söylemlerinin yoğunlaştığı günümüzün sıkça konuşulan konularından birisi de ehli kitap olarak nitelenen Hristiyan ve Yahudilerin de cennete girebilecekleri,cennete girmek için yalnızca Müslüman olmak gibi bir şartın bulunmadığı yolundaki söylemler olmuştur.

Söz konusu tartışmanın geçmişi aslında daha öncelere dayanmaktadır.Geçen yüzyılın sonlarında yaşayan ve (Mason olduğu tescillenen ve delilleriyle bilinen bkn ; CEMALEDDİN AFGANİ )Cemalettin Afgani-Muhammed Abduh çizgisinin bir parçası durumunda olan Reşit Rıza,Menar isimli tefsirinde Hristiyan ve Yahudilerin de Allah’a ve Ahiret gününe iman etmek ve iyi işler yapmak kaydıyla cennete gidebilecekleri yolunda görüşler ortaya koymuştur.

Reşit Rıza‘nın bu yorumu daha sonra bu yöndeki birçok tefsire kaynaklık etmiş bulunmaktadır.İslam dünyasını önemli Kur’an tefsircilerinin büyük çoğunluğunca kabul edilmeyen bu görüş,Ilımlı İslâm ve Dinler Arası Diyalog söylemlerinin son derece yoğunlaştığı son dönemlerde yeniden gündemleri işgal etmeye başlamıştır.Bir örnek olması bakımından bu konuda Fethullah Gülen‘e ait bir beyanı sizlerle paylaşalım ve ne derece yanlış bir beyan olduğunu tartışalım.

Fethullah Gülen Diyor ki ;

“Herkes kelimeyi tevhidi esas alarak çevresine bakışını yeniden gözden geçirmeli ve ıslah etmelidir.Hatta kelimeyi tevhidin ikinci bölümü,yani Muhammed Allah’ın Resulüdür kısmını söylemeksizin sadece ilk kısmını ikrar eden kimselere rhmet ve merhamet bakışıyla bakılmalıdır.Zira hadislere göre kıyamet günü Allah’ın sonsuz rahmeti öyle bir tecelli edecek ki şeytan bile umuda kapılacak ve bu rahmetten istifade edip edemeyeceğini merak edecek.Böylesine ali cenap bir merhamet karşısında bizim cimrilik etmemiz ve bu cimriliği temsil etmemiz tasavvur edilemez.Hem sonra bunun bizimle alakası ne hükümranlık Onun,hazine Onun hepsi Onun kulları.Öyleyse herkes haddi aşmaktan kaçınmalıdır.” (Fethullah Gülen ; Fasıldan Fasıla Naklen Koza’dan Kelebeğe Sayfa 131)

Hristiyanlara ve Yahudilere yönelik yumuşak söylemler yalnızda yukarıda belirtilen Fethullah Gülen’in sözünden ibaret değildir.Ama biz sayfalar dolduracak tarzda bunları nakletmeyeceğiz.Yalnızda bir kaç örnek daha vererek konuyu bitirmek istiyoruz.

Daha fazla

Hristiyan ve Yahudilerin'de Cennete Girebilecekleri Söylemi (Reddiye)

1 Yorum

Hristiyan ve Yahudilerin’de Cennete Girebilecekleri Söylemi (Reddiye)

Dinler Arası Diyalog ve Ilımlı İslam söylemlerinin yoğunlaştığı günümüzün sıkça konuşulan konularından birisi de ehli kitap olarak nitelenen Hristiyan ve Yahudilerin de cennete girebilecekleri,cennete girmek için yalnızca Müslüman olmak gibi bir şartın bulunmadığı yolundaki söylemler olmuştur.

Söz konusu tartışmanın geçmişi aslında daha öncelere dayanmaktadır.Geçen yüzyılın sonlarında yaşayan ve (Mason olduğu tescillenen ve delilleriyle bilinen bkn ; CEMALEDDİN AFGANİ )Cemalettin Afgani-Muhammed Abduh çizgisinin bir parçası durumunda olan Reşit Rıza,Menar isimli tefsirinde Hristiyan ve Yahudilerin de Allah’a ve Ahiret gününe iman etmek ve iyi işler yapmak kaydıyla cennete gidebilecekleri yolunda görüşler ortaya koymuştur.

Reşit Rıza‘nın bu yorumu daha sonra bu yöndeki birçok tefsire kaynaklık etmiş bulunmaktadır.İslam dünyasını önemli Kur’an tefsircilerinin büyük çoğunluğunca kabul edilmeyen bu görüş,Ilımlı İslâm ve Dinler Arası Diyalog söylemlerinin son derece yoğunlaştığı son dönemlerde yeniden gündemleri işgal etmeye başlamıştır.Bir örnek olması bakımından bu konuda Fethullah Gülen‘e ait bir beyanı sizlerle paylaşalım ve ne derece yanlış bir beyan olduğunu tartışalım.

Fethullah Gülen Diyor ki ;

“Herkes kelimeyi tevhidi esas alarak çevresine bakışını yeniden gözden geçirmeli ve ıslah etmelidir.Hatta kelimeyi tevhidin ikinci bölümü,yani Muhammed Allah’ın Resulüdür kısmını söylemeksizin sadece ilk kısmını ikrar eden kimselere rhmet ve merhamet bakışıyla bakılmalıdır.Zira hadislere göre kıyamet günü Allah’ın sonsuz rahmeti öyle bir tecelli edecek ki şeytan bile umuda kapılacak ve bu rahmetten istifade edip edemeyeceğini merak edecek.Böylesine ali cenap bir merhamet karşısında bizim cimrilik etmemiz ve bu cimriliği temsil etmemiz tasavvur edilemez.Hem sonra bunun bizimle alakası ne hükümranlık Onun,hazine Onun hepsi Onun kulları.Öyleyse herkes haddi aşmaktan kaçınmalıdır.” (Fethullah Gülen ; Fasıldan Fasıla Naklen Koza’dan Kelebeğe Sayfa 131)

Hristiyanlara ve Yahudilere yönelik yumuşak söylemler yalnızda yukarıda belirtilen Fethullah Gülen’in sözünden ibaret değildir.Ama biz sayfalar dolduracak tarzda bunları nakletmeyeceğiz.Yalnızda bir kaç örnek daha vererek konuyu bitirmek istiyoruz.

Daha fazla

Hristiyanlığın Truva Atı -5- (Fethullah Gülen ve Dinler Arası Diyalog)

5 Yorum

Peygamberin (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) sünnetine sıkıca sarılan Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerini Üstad kabul eden;fakat O’nun yolu dışında olan Fethullah gülen ; kitaplarında ve konuşmalarında ISRARLA ; “Dikkat edin ! Burada ‘Muhammedür Rasulüllah'” yok diyerek,kelime-i tevhid’in ikinci kısmını silmeye çalışıyor. (Video’yu izleyiniz)

DİNLER ARASI DİYALOG SÖYLEMİ VE BU SÖYLEM ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA (TIKLAYINIZ)

Dinler Arası Diyalog Söylemi ve Bu Söylem Üzerine Bir Çalışma (2)

3 Yorum

Dinler Arası Diyalog Söylemi ve Bu Söylem Üzerine Bir Çalışma (1.Bölümü okumak için tıklayınız)

Çok daha net bir ifade mi arıyorsunuz ? İşte buyrun ;
“Diyaloğun birinci şartı benim dinim hak dindir,son dindir,diğerleri yanlıştır,ısrarından vazgeçmektir.” M.Watt – Diyalogçu  (Ve Modern Dünyada İslam Vahyi eserinin yazarı)

Bütün bunlar göstermektedir ki Dinler Arası Diyalog fikrini ortaya atan da,bu yoldaki çalışmaları başlatan da Vatikan’dır.Nereden çıktı bu Dinler Arası Diyalog sorusunun cevabını böylelikle öğrenmiş oluyoruz.

Dinler Arası Diyalog Hristiyan Yayılma Siyasetinin Bir Aracıdır

Gelelim ikinci soruya.Yani bu fikri ortaya atan ve bu yolda çalışmaları başlatanların maksatları veya bu yolla ulaşmak istedikleri hedef nedir sorusunun cevabını aramaya.Bu konuda yapılan araştırmalar ve ortadaki belgeleri biraz dikkatlice ele aldığımızda bu sorunun da cevabını kolayca bulabiliyoruz.Sadece aşağıdaki beyanlara dikkatlice bakmak dahi önümüzü görmemize yeterlidir.

“Misyonerlik karşılıklı saygıya dayalı Dinler Arası Diyaloğu öngörür.” (Kateşizm Kitabı ; Sayfa 223)

Dinler Arası Diyalog,kilisenin insanları kiliseye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır.Karşılıklı bilgilenme ve anlayışı zenginleştirme vasıtası ve metodu olarak diyalog misyona zıt değildir.Esasen misyon ve misyonun şekilleriyle diyalog arasında özel bir bağ vardır.Bu misyon aslında mesihi ve İncil’i bilmeyenlere ve diğer dinlere mensup olanlara yöneliktir.” (Papa 2.j.Paul’ün Kurtarıcı Misyon isimli eserinden bir bölümdür)

“Diyalog bir ve üç olan Tanrının kendi hayatına dayanır … Böylece diyalog kilisenin kurtarıcı misyonunun bir parçasıdır.Gerçekten bu bir kurtuluş diyaloğudur.Çünkü böyle hakiki bir diyalog Bir Hristiyan için inandığını partiğe dökmektir.Saygı göstermek ve dinlemek suretiyle başkalarına incilin mesajını öğretmektir.”

Daha fazla

Older Entries