Yeni Bir Din Üretilmek İsteniyor

Yorum bırakın

Yeni Bir Din Üretilmek İsteniyor

Domuz Mutfağa Girdi – Yoğurtlar Domuz Katkılı

Yorum bırakın

Domuzun kasaplık et statüsüne almasının ardından, domuz gerçeğinin ulaştığı boyutlar bu kadar da olmaz dedirtiyor. Vatandaşların en fazla tükettiği yiyeceklerden biri olan yoğurt üretiminde de domuz katkı maddesinin kullanıldığının ortaya çıkması, tehlikeyi gözler önüne serdi. Bu durum karşısında herhangi bir önlem alınmayışı tedirginliği daha da artırırken, vatandaş çaresizlik içinde ne yapacağını düşünüyor.

Domuz derisi ve kemiklerinden yapılıyor
Yoğurt üretiminde domuz menşeli ithal jelâtin katkı maddesi olarak kullanılıyor. Yoğurtların kıvamını arttırmak ve su tutması için jelâtin katılıyor. Jelâtin, domuzun deri veya kemiklerinin kaynatılmasıyla elde ediliyor. Normalde 2 litre sütten,1 kilo yoğurt elde edilirken, jelâtin katıldığında, 1 litre sütten 1 kilo yoğurt elde edilebiliyor. Üretici firmalar az maliyetle daha fazla yoğurt elde etmek için bu yola başvuruyor. Yoğurdun girmediği ev yok denecek kadar az. Anadolu mutfağında yoğurtla yapılan yiyecekler gözönünde tutulduğu zaman, olayın vehameti daha iyi anlaşılıyor. Daha fazla

Başbakan Erdoğan : 'Yahudiler'i Kardeşimiz Olarak Görüyoruz' dedi

1 Yorum

Birleşmiş Milletler’in düzenlediği Rio 20 Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’ne katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’da bakanların yaptığı gibi yahudilere kucak açtı.

Erdoğan, kendisine yaklaşarak, ”Ülkenizde yaşayan bizim insanlarımızı iyi koruyun” diyen Yahudilere, ”Benim liderliğimde Türkiye’deki Yahudi topluluğu güvence altındadır, korumamaltındadır. Biz onları kardeşimiz olarak görüyoruz” dedi.

Erdoğan ; onları kardeşi olarak görmekteyse de Allah-u Tealahucurat suresinde şöyle buyuruyor ; “Mü’minler kardeştir”

Ayrıca Nisa suresi 144.ayet-i kerime’sinde ‘Ey iman edenler! Mü’minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin’ buyuran Allah ; onlarla kardeşlik bir yana ‘dostluğu’ bile yasak etmiştir.

Ve Erdoğan sözlerinin devamında şunları söylemiştir ; ”Bizim İsrail halkıyla hiçbir sorunumuz yok. Sorunumuz İsrail Hükümeti’nin saldırgan tavırlarına karşıdır”

Saldırgan olduğundan dolayı karşı çıktıkları İsrail hükümetini başa getiren de İsrail halkı değil miydi ?

Allah-u Teala’nın lanet ettiği kavim olan ve Allah’a şirk koşan,ayetlerini inkar eden ve eğer o hal üzere ölürler ise cehennem azabı ile cezalandırılacak olan bir topluluğu sevmek ve onları kardeş olarak görmek büyük bir yanlıştır.

Allah ; dost-düşman ayırt etmeyi ümmet-i muhammed’e nasip etsin. (AMİN)

 

Mustafa Kamalak : Türkiye Olgun Davranmalı

Yorum bırakın

Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, Suriye ile Türkiye arasında yaşanan “uçak” krizi ile ilgili akl-ı selim çağrısı yaptı. Kamalak, son dönemde Türkiye ile Suriye arasında yaşanan gerginliğin düşürülen uçakla zirveye çıktığını, ancak her şeye rağmen telafisi imkansız adımlar atmaktan imtina edilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Kamalak; “bu hassas süreçte Türkiye’nin tarihi ağırlığına ve bölgesel konumuna uygun bir olgunlukla davranmalıdır” dedi.

Kamalak; “Bu olay hepimizi derinden üzmüştür. Karşılıklı açıklamalara rağmen düşürülen uçağımızla ilgili hala şüpheli bir çok soru ortadadır. Yapılması gereken ilk iş bu olaydaki karanlık noktaları büyük bir titizlikle araştırarak aydınlatmak olmalıdır. Endişemiz odur ki; Olayın tüm detayları net bir şekilde ortaya çıkmadan ani reflekslerle adım atılması dönüşü imkansız sonuçlar ortaya koyabilir” diye konuştu.Türkiye olgun davranmalı -

Türkiye ile Suriye arasında son yıllarda sürekli bir gerilimin söz konusu olduğunu hatırlatan Kamalak; bu gerilimin düşürülen uçakla birlikte sıcak bir çatışmanın eşiğine sürüklendiğini belirterek; bu süreçte uluslar arası oyun ve planların göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. Daha fazla

Cübbeli Ahmet Hoca’mızın Mahkemesi (21 Haziran)

Yorum bırakın

kosova,kosava
Atılan ‘adice’ iftiralar sonucu aylardır içeride tutulan Cübbeli Ahmet Hoca’mızın bugün (21 haziran) mahkemesi vardır.

Kendisi ; ilk başta adliye önünde kalabalık oluşturup destek görmek istediğini belirtmesine rağmen ; bir provakasyon olayı olmaması için bu istediğini iptal etmiştir.

Hoca’mızı dualar ile destekleyelim inşaallah.

www.islamikoru.com 

Köln'de Diyalog Sapıklığı – 'Kültürler Meleği Halkası'

Yorum bırakın

Bir kaç gün önce Almanya’da (Köln’de) ‘Kültürler Meleği Halkası’ adı verilen ve içinde Hristiyanlığı simgeleyen haç,İslam’ı simgeleyen Hilal ile Yahudiliği simgeleyen siyon yıldızı bulunan bir ‘halka’ yapılıp Köln sokaklarında gezdirildi.

İşin garibi ; katılımcılar arasında bir papazın yanı sıra bir ‘imam’ bulunması ve verilen ‘zehir gibi,Kur’an’a ZIT’ mesajlardı.

 Don Bosco Gençlik Merkezinin düzenlediği etkinliğe katılan Ömer-ül Faruk Camisi imamı Zekai Aydın yaptığı konuşmada ‘Dinler arası diyaloglar
ancak böyle buluşmalarla gerçekleşebilir. Bu dünyada ancak karşılıklı hoşgörü ve dayanışma ile bir arada yaşayabiliriz. Birbirimizi karşılıklı olarak daha iyi
tanırsak, ilişkilerimiz de eşit orantıda daha olumlu olacaktır’
dedi.

Neyin Hoşgörüsü ?

Sözde ‘imam’ olan Zekai Aydın’a soruyoruz ; Neyin hoşgörüsü ? Acaba imam Zekai Aydın neyi hoşgörüyor ?
Bir kişiyi hoş görmek ; o kişinin yaptığını hoş görmek demektir.Yahudiler ve Hristiyanlar Allah’ın kitabını tahrif etmiş (yine Allah’ın müsaadesiyle) Allah’a isyan
etmiş,küfür ve sapkınlık içinde olan kişilerdir.Yahudileri ve Hristiyanlar’ı hoş gören ; Allah’a küfretmeyi,O’na isyan etmeyi hoş görür.Ki bu da kafirliğin ta kendisidir.

Eğer İmam Zekai Aydın  ; Ben Yunus Emre gibi ‘yaratılanı severim,yaratandan ötürü’ derse,O’na cevap olarak deriz ki ; ‘O halde onların yaptıklarını değilde,yaratılış cihetinden mükemmel olmalarını sevdiniz.O halde onlara,Allah’ın emir ve yasaklarını tebliğ etmek ve hak olan dine davet etmek yerine barış,hoşgörü,birliktelik pozları vermek ve sevgi nutukları atmak neyin nesi?

Kişi ; dünya da kim ile beraberse ve kimi sevdi ise ahirette de onunla beraber olacaktır.Nitekim Allah Rasulü (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ;Kişi sevdiği kimseyle beraberdir” (Ebû Dâvûd, Edeb: 113; Müslim, Birr: 50)

Allah Yahudi ve Hristiyanlar Hakkında Ne Buyuruyor ?

Allah-u Teala ; Yahudileri ve Hristiyanları ‘zalimler’ olarak niteliyor ve onlar ile dostluğu yasaklıyor.

“Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dostlar (veliler) edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar.Sizden onları kim dost edinirse, kuşkusuz onlardandır.Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez” (Maide Suresi 51)

Allah-u Teala ; Yahudilerin ve Hristiyanlar’ın doğru yolda olmadığını buyuruyor.

“(Yahudiler ve Hristiyanlar) Dediler ki: “Yahudi veya Hıristiyan olun ki hidayete eresiniz ” De ki: “Hayır, (doğru yol) Hanif (muvahhid) olan İbrahim’in dini(dir); O müşriklerden değildi.(Bakara Suresi : 135)

Allah-u Teala ; İman edenlere en şiddetli olan kavmi ‘Yahudiler’ olarak buyurdu

“Andolsun, insanlar içinde, mü’minlere en şiddetli düşman olarak Yahudileri ve müşrikleri bulursun” (Maide Suresi :82)

Allah-u Teala ; Hristiyanların ve Yahudiler’in Sapıttığını Beyan Ediyor ve Onlara ‘Kahrolsun’ buyuruyor

“Yahudiler, “Uzeyir Allah’ın oğlu” dediler, Hıristiyanlar da “Mesih Allah’ın oğlu”, dediler. Bu onların kendi ağızlarıyla uydurdukları sözlerdir. Daha önce inkâra sapmış olanların sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin, nasıl da saptırıyorlar!” (Tevbe Suresi : 30)

Allah-u Teala ; Yahudilerin ve Hristiyanların ‘Cennet Ehl-i Olmadıklarını Belirteren Cehennem Ehl-i Olduklarını Beyan Ediyor’

“Bir de “yahudi ve hıristiyanlardan başkası asla cennete giremeyecek” dediler. Bu onların kendi kuruntularıdır. Sen de onlara de ki; “Eğer doğru iseniz, haydi bakalım getirin delilinizi.” (Bakara suresi : 111)

Daha bir çok ayet-i kerime mevcut.Fakat bu kadarını kafi görüyoruz.

Allah ; Kafir topluluğu ile beraber olmaktan ve onlara uymaktan Ümmet-i Muhammed’i Muhafaza Etsin.

www.islamikoru.com

 

Cübbeli Ahmet Hoca'mızın 21 Haziran Günü (bugün) Mahkemesi Vardır

Yorum bırakın

kosova,kosava
Atılan ‘adice’ iftiralar sonucu aylardır içeride tutulan Cübbeli Ahmet Hoca’mızın bugün (21 haziran) mahkemesi vardır.

Kendisi ; ilk başta adliye önünde kalabalık oluşturup destek görmek istediğini belirtmesine rağmen ; bir provakasyon olayı olmaması için bu istediğini iptal etmiştir.

Hoca’mızı dualar ile destekleyelim inşaallah.

http://www.islamikoru.com 

Şia ve Hilafet

Yorum bırakın

Giriş

Halife ; Rasulüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) sonrasında,Rasulüllah’ın yerine geçen ve müslümanları birlik-beraberlik ve adalet içerisinde yöneten kişiye denir.Hilafet ise bu makamın ismidir.

Şia’nın inancına göre ; Rasulüllah sonrası halifelik Hz.Ali (Radıyallahu Anh) ve O’nun soyundan gelen efendilerimize mahsustur.
Yani Şia ; Hz.Ali ve O’nun soyundan gelenler dışında kimsenin halifeliğini kabul etmemektedir.

Bu sebepten ötürü Şii’ler ; Hz.Ebu Bekir,Hz.Ömer ve Hz.Osman (Radıyallahu Anhüm) efendilerimizin,Hz.Ali (kerremallahü veche) efendimizin hakkını yediklerini iddia ederek O’nlara ve daha bir çok sahabe efendilerimize hakaretler ve iftiralar etmektedirler.

Biz bu başlıkta ; Şia’nın ashaba olan yanlış tutumundan çok,hilafet noktasındaki görüşlerine ve Hz.Ali’nin (Radıyallahu Anh) o dönemdeki tutumuna ve bu tutumun -Hz.Ali’yi sevenleriz ve O’nun savunucusuyuz- diyen Şia ile olan zıtlığına değinerek,Şia’nın sapkınlık içinde olduğunu belirteceğiz.

Çeşitli Görüşler ve Deliller

Şunu ilk başta belirtmek gerekir ki ; Rasulüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hayatta iken Hz.Ebu Bekr,Hz.Ömer,Hz.Osman ve Hz.Ali (Radıyallahu Anhüm) efendilerimizin dereceleri,faziletleri ve kendisinden sonra hilafet makamına geçecek kişiler olduğunun işaretlerini vermiştir.

Şia’nın ; Rasulüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’dan sonra Hz.Ali (Kerremallahü Veche)’nin halife olmasını savunurken öne sürdüğü delillerin önde gelenlerinden biri şudur ;

Hicretin 12.yılında ‘Gadır Ham’ denilen yerde veda Haccına gelirken ; Rasulüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Hz.Ali (Kerremallahü Veche) için ; “Bana bağlı olan bu Ali’ye de bağlıdır.Rabbim ! Ona taraftar olanlara taraftar,düşman olanlara düşman ol ” buyurmuştur.

Bu ve bunun gibi deliller gösteren Şia,Hilafet’in Hz.Ali’nin hakkı olduğunu savunmaktadır.

Şunu belirtelim ki ; Ehl-i Sünnet alimleri yukarıda zikrettiğimiz ve Şia’nın delil olarak sunduğu durumu ve o gibi durumları inkar etmemektedirler.

Fakat burada hassas bir noktayı açığa çıkarmak gerekir.Yukarıda zikrettiğimiz ve Şia’nın öne sürdüğü delil ve o gibi deliller Hz.Ali (Radıyallahu Anh) efendimizin halife olacağına işaret etsede,’ilk halife’ olacağına işaret değildir.
Rasulüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’in Hz.Ebu Bekr,Hz.Ömer ve Hz.Osman (Radıyallahu Anhüm) efendilerimizin halifeliği hakkında işaretleri olduğunu gibi Hz.Ali (Radıyallahu Anh) efendimiz hakkında da böyle durumlar olması doğaldır.Fakat bu zikrettiğimiz ve Şia’nın delil olarak gösterdiği hadise,Hz.Ali efendimizin halife olacağına delil olabilir fakat ‘ilk halife’ olacağına delil teşkil etmez.

Yani  Hz.Ebu Bekr,Hz.Ömer,Hz.Osman ve Hz.Ali (Radıyallahü Anhüm) efendilerimizin her biri için Rasulüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’in halifelik ile ilgili işaretleri olsa da ‘ilk halife’ ile ilgili ‘net’ bir ifade yoktur.

Bu ‘ilk halife’ sorunu Ashabın istişaresi sonucu Hz.Ebu Bekr (Radıyallahu Anh)’ın seçilmesi ve biat edilmesi ile son bulmuştur.Allah Rasulü’nün  (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ; kimin ‘ilk halife’ olacağını doğrudan ve net bir biçimde ifade etmemesini ve istişare’nin de “Onlar öyle kimselerdir ki Rab’lerinin çağrısına kulak verip, namazı hakkıyla ifa ederler.İşlerini istişare ile yürütürler, kendilerine nasib ettiğimiz imkânlardan hayırlı işlerde sarf ederler”(1) ayeti ile sabit ve hak olduğunu düşünürsek ; Hz.Ebu Bekr’in seçilmesine karşı çıkmanın ve daha da ileri giderek ona hakaretler etmenin ne büyük bir hata olduğunu anlarız.

Ve yine belirtelim ki ; Hz.Ebu Bekr (Radıyallahu Anh) efendimizin seçilmesi,Rasulüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’in Hz.Ali’nin (Radıyallahu Anh) hilafetine yönelik işaretlerini iptal mi etmiştir ? Tabi ki de hayır.
Ebu Bekr’in halife olması,Hz.Ali’nin halife olmasına mani değildir.Eğer öyle olsaydı ; Ebu Bekir efendimiz halife seçildiğinde,Allah Rasulü’nün (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Hz.Ömer,Hz.Osman ve Hz.Ali (Radıyallahu Anhüm) efendilerimiz hakkında onların hilafetlerine yönelik verdiği işaretlerin hepsi boşa çıkardı. Fkat durum böyle değildir.Bu üç büyük sahabe efendilerimizde Rasulüllah’ın belirttiği gibi halife olacaklardı.Fakat herşey Allah’ın çizdiği kader doğrultusunda ilerlemekteydi ve ilk halife Rasulüllah’ın en yakın dostu Ebu Bekir (Radıyallahu Anh) idi.

Hz.Ali’nin (Kerremallahü Veche) Halifelere Biati

Daha önce belirttiğimiz gibi Şia ; Hz.Ali efendimiz’in ve soyunun halife olması gerektiğini savunurken,diğer halifeleride çeşitli ithamlarla suçlamış,iftiralar atmış ve onlara hakaretler etmiştir.Halbuki hakkını savunduklarını ve yolundan gittiklerini iddia ettikleri Hz.Ali efendimiz,onların inkar ettiği,reddettiği,hakaret ettiği Hz.Ebu Bekr’e,Hz.Ömer’e ve Hz.Osman’a BİAT etmiştir.Yani halifeliklerini kabul etmiştir.

Hz.Ali’nin Hz.Ebu Bekr’i Övmesi ve Halifeliğini Onaylaması

Emevilerin başı,Hz.Ebu Bekr’in (Radılayallahu Anh) halife seçilmesinin ardından Hz.Ali’nin (Radıyallahu Anh) evine gelmişti.

(Ebu Bekr ve Ashabı kastederek) ‘Bu meselede sizi,Kureyşin en seviyesizleri alta aldı.Yemin olsun her yanı at ve adam doldururum.Ver elini biat edeyim.’ dedi.
Bunun üzerine Hz.Ali’nin (Radıyallahu Anh) söyledikleri adete Şia yanlılartına sert bir yanıt niteliğinde ;‘Sen hala islam ve müslümanların düşmanısın ! Fakat ne islam ne de müslümanlara zarar gelmeyecek.Biz Ebu Bekr’i bu işe ehil gördük.Sen ise fitne  çıkarmak istiyorsun ‘ (2) diyerek Ebu Bekr’in halifeliğini net ir şekilde onaylamıştır.

Ve Hz.Ali (Radıyallahu Anh) efendimiz’in,Hz.Ebu Bekr (Radıyallahu Anh) efendimiz’i övmesi ve üstünlüğünü kabul etmesi

Hz.Ali (Radıyallahu Anh) , Hz.Ebu Bekr (Radıyallahu Anh) vefat ettiğinde onun evinin kapısına gelip durdu ve şöyle dedi ; ,

‘Ey Ebu Bekir,Allah sana rahmet etsin.Millet içinde ilk müslüman olan sendin.En imanlı ve yakin sahibi ve Rasulüllah’ı (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) en fazla müdafaa eden,Rasulüllah’a (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ahlaki üstünlük,gidişat,tavır ve harekette en yakını yine sendin.İslam,Rasulüllah ve müslümanlar uğrunda yaptıklarından dolayı Allah sana en hayırlı sevabı ihsan eylesin ! Başkaları yalanlarken sen Rasulüllah’ı doğruladın.Başkaları soğuk davranırken sen O’nun gönlünü aldın.Onlar geri dururken sen O’nun yanında yer aldın.Allah kitabında sana ‘Sıddık’ adını verdi.

‘Doğrulukla gelen ve doğru olduğuna inanan,işte onlar müttakidirler’ ayetinde Allah Muhammed’i ve seni kastediyordu.Allah’a yemin ederim,sen İslam için kale,kafirler için azab idin.Hiçbir zaman azmin,basiretin zayıflamadı ve içine korku girmedi.Fırtınaların sallayamadığı dağ gibiydin.Rasulüllah’ın ifade buyurduğu gibi bedenen zayıf,Allah’ın emirlerini yerine getirirken kuvvetliydin.Kendin mütevazi,Allah katında büyüktün.Allah bizi erinden mahrum eylemesin ve senden sonra da bizleri doğru yoldan saptırmasın! ‘ (2)

Hal böyle iken ; Hz.Ali’nin (Radıyallahu Anh) hakkını savunduklarını zanneden Şia ; nasıl olurda Ebu Bekr’e söver ? Görüldüğü gibi Hz.Ali efendimizin sözleri,Şia yanlılarının sözleri ile tamamen birbirine zıttır.

Hz.Ali Efendimizin Hz.Ömer Efendimiz Hakkında Görüşü

Hz.Ali efendimiz,Hz.Ömer efendimiz hakkında şöyle söyledi ;

“Ömer,Allah için nice işler yapmıştır.Zamanını doğrultmuş,yarayı sarmış,fitneyi arkasına itmiş ve sünneti tatbik etmiştir.Temiz ve hatası az olarak gitmiştir.Dünyanın iyisine yetişmiş,kötüsünü geride bırakmıştır.Allah’ın emirlerini yerine getirmiş ve hakkını ifa etmiştir.Gitmiş ve insanları şaşıranın bulamayacağı,bulanında yakinen bilemeyeceği yol ayrımından bırakmıştır.” (3)

Hz.Ali efendimizin Hz.Ömer efendimiz hakkında ki görüşleri de,Şia yanlıları ile zıttır.

Hz.Ali Efendimizin Hz.Osman Efendimiz Hakkkında Görüşü

Hz.Ali Efendimiz Hz.Osman’a hitaben şöyle söyledi ;

“Arkamdaki kimseler,ikimizi birbirimize karşı kıştırmak istiyorlar.Vallahi ne diyeceğimi bilmiyorum.Ne bilmediğin şeyi bilirim,ne de bilmediğin bir şeyi salık veririm.Bizim bildiğimizi sen de bilirsin,senden önce bilmiş olduğum bir şey yok ki sana bildireyim.Senden ayrı bir şey yapmadık ki sana duyuralım.Bizim gördüğümüz gibi sen de gördün.Duyduğumuz gibi sen de duydun.Sahabeliğimiz gibi sende sahabelik ettin.Ebu Bekir ve Ömer senden ileri değillerdi.Sen Rasulüllah’a rahim bakımından daha yakınsın.Onların nail olamadığı damatlığa sen nail oldun.Kendi nefsin için Allah’tan kork.Kör değilsin ki gösterelim.Cahil değilsin ki öğretelim” (4)

Görüldüğü gibi,Hz.Ali Efendimiz.Hz.Osman efendimiz hakkında da son derece olumlu ve Şia’nın görüşüne zıt düşecek tarzda konuşmuştur.

DEĞERLENDİRME

– Şia ; sapık,bozuk ve yanlış bir düşünce yapısına sahiptir.
– Şia ile Hz.Ali’nin düşünceleri tamamen zıttır.
– Şia ; Hz.Ebu Bekr,Hz.Ömer ve Hz.Osman’a hakaret ederek aslında Hz.Ali’ye hakaret etmektedir.
– Hz.Ali ; Ebu Bekr’in,Ömer’in ve Osman’ın halifeliklerini kabul etmiş,haklarında övgüyle ve olumlu şekilde konuşmuştur.
– Şia ise reddetmiş ve hakaret etmiştir.
– Şia ; sünnet’e ters hareket etmektedir.
– Hz.Ali ; Şia yanlılarından Razı değildir.

Allah bizi ve ümmet-i Muhammed’i bu ve bu gibi sapıklıklardan muhafaza etsin.AMİN.

www.islamikoru.com

Şia ve Hilafet

Yorum bırakın

Giriş

Halife ; Rasulüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) sonrasında,Rasulüllah’ın yerine geçen ve müslümanları birlik-beraberlik ve adalet içerisinde yöneten kişiye denir.Hilafet ise bu makamın ismidir.

Şia’nın inancına göre ; Rasulüllah sonrası halifelik Hz.Ali (Radıyallahu Anh) ve O’nun soyundan gelen efendilerimize mahsustur.
Yani Şia ; Hz.Ali ve O’nun soyundan gelenler dışında kimsenin halifeliğini kabul etmemektedir.

Bu sebepten ötürü Şii’ler ; Hz.Ebu Bekir,Hz.Ömer ve Hz.Osman (Radıyallahu Anhüm) efendilerimizin,Hz.Ali (kerremallahü veche) efendimizin hakkını yediklerini iddia ederek O’nlara ve daha bir çok sahabe efendilerimize hakaretler ve iftiralar etmektedirler.

Biz bu başlıkta ; Şia’nın ashaba olan yanlış tutumundan çok,hilafet noktasındaki görüşlerine ve Hz.Ali’nin (Radıyallahu Anh) o dönemdeki tutumuna ve bu tutumun -Hz.Ali’yi sevenleriz ve O’nun savunucusuyuz- diyen Şia ile olan zıtlığına değinerek,Şia’nın sapkınlık içinde olduğunu belirteceğiz. Daha fazla

Cübbeli Ahmet Hoca’mızın Annesinin Cenazesi Defnedildi

1 Yorum

 Cübbeli Ahmet Hoca’mızın üzerine atılan iftiralar sonucu hapse girmesinden sonra üzülen ve üzüntülen 40 kilo veren,daha sonra yoğun bakıma alınan
hocamızın validesi Rabia annemiz,11 haziran pazartesi günü vefat etmişti.

 Bugün de (13 haziran) cenazesi defnedildi.
 Cübbeli Ahmet Hoca’mız gibi bir evlat yetiştirme saadetine eren Rabia annemize Allah’tan rahmet dileriz.Allah ondan ve evladından razı olsun.Başta hocamız
olmak üzere tüm yakınlarına sabırlar ihsan eylesin.(AMİN)

 Hocamızın Annesinin,lalegül fm’de ki duygu dolu konuşması

Older Entries