Bi'dat Ehli'ni Dinlemek Haramdır – Bi'datçilere Karşı Tutumumuz Ne Olmalı ?

1 Yorum

Bi’datçileri dinlemek haramdır

Bu itibarla,Müslim’inde tahric ettiği bir hadiste Yahya Bin Ya’mer şöyle anlatmıştır ;

Basrada kader hakkında ilk söz eden,Ma’bed el-Cüheni olmuştu.Bir ara ben  ve Humeyd Bin Abdirrahman el-himyeri,hacc (yahud umre) yapmak üzere yola çıktık.Ve kendi aramızda : “Rasulüllah (sallallahü aleyhi ve selem)in ashabından bir kimseye rastlasak da şu heriflerin kader hakkında söylediklerini ona sorsak” dedik.Az sonra mescide girmekde olan Abdullah Bin Ömer el-Hattab’a (Hz.Ömer’in Oğlu) rastladık.Ben ve arkadaşım,birimiz sağından birimiz solundan olmak üzere hemen etrafını çevirdik.Ben arkadaşımın sözü bana havale edeceğini anlayarak : “Ya Eba Abdirrahman ! Bizim taraflarda bir takım insanlar türedi.Bunlar Kur’ân’ı okuyor ve ilmi araştırıyorlar.” Dedim.

Yahya,bu adamların hallerini,kader diye bir şey tanımadıklarını,”Olaylar Allah’ın hiçbir takdir ve malumatı olmaksızın yeni yeni meydana gelir.” İddiasında bulunduklarını anlatınca Abdullah (radıyalahu anh) şunları söyledi : “O halde sen onlarla görüştüğün zaman kendilerine hemen haber ver ki,ben onlardan beriyim (uzağım) ; onlardan benden beri (uzak) Abdullah  Bin Ömer’in kendisine yemin ettiği Allah’a hamd olsun ki,onlardan birinin Uhud dağı kadar altını olsa da onu infak etse,kadere inanmadıkça Allah onun infakını kabul etmez.” [Müslim,hadis no : 8=1,Buhari,hadis no : 47,Tirmizi hadis no : 2610] Daha fazla

Rasulüllah (Sav)'den Şefaat İstemek – Vehhabi ve Selefilere Reddiye – 1.Bölüm

Yorum bırakın


  Rasulüllah (Sav)’den Şefaat İstemek – Vehhabi ve Selefilere Reddiye – 1.Bölüm

  Rasulüllah’ın Vefatından Sonra Şefaat İstemeye Şirk Diyenlere Verilen Cevaplar

  1.İtiraza Verilen Cevap

“Şefaat Ya Resulüllah” derken izah isteyen iki tane mesele var.
Birincisi,Rasulüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) vefat etmiş iken kendisine “Ya” diye nida ederek şefaat istenir mi meselesi ?
İkincisi,Rasulüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) vefat etmişken,kendisine nida edilmesini duyup bizim için dua edebilir mi ?

Bu iki meseleyi kısaca açıklayalım şimdir.

1.Mesele 

Rasulüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) vefat etmişken kendisine nida edilmesinin caiz olduğu,bizim et-Tahiyyat duasında var.Namaz kılan kişi her iki rekatta bir defa Tahiyyat duasını okur.Yani günde 40 rekat namaz kılan kişi 20’den fazla et-Tahiyyat okur.Günde 20’den fazla “Ey peygamber sana selam olsun”  diyor.Yani bu Rasulüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’a nida etmektir.Demek ki vefat etmiş olsa da ona nida edilebilmektedir.

Eğer Peygamberimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) vefat ettikten sonra ona nida etmek şirk olsaydı,insanı dinden çıkarsaydı,namaz kılan insanın günde 20 kereden fazla dinden çıkması gerekirdi.Rasulüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)in vefatından sonra yukarıda geçtiği üzere ‘Ya Muhammed’ diyerek medet uman sahabe ve Tabi’in’in bu tür istekleri,Selefi ve Vehhabi’lerin iddiasına göre şirk olmalıydı.Dolayısıyla et-Tahiyyat duasının delaleti ile rahat rahat diyoruz ki,Rasulüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’e buradan ve dünyanın neresinden olursa olsun nida etmekte,itikadı sağlam olduktan sonra bir sakınca yoktur.

BİR RİVAYET

Heysem bin Haneş (Radıyallahu Anh)’ın rivayetine göre ;

Abdullah İbnü Ömer (Radıyallahu Anh)’in yanındaydık.Ayağı uyuşmuştu.Birisi ona ; ‘En sevdiğin insanı zikret’ dedi.O da ‘Ya Muhammed !’… dedi.Sanki (ayağı) bağdan çözülmüştü. (Buhari)

Bu rivayeti,İmam Buhari’de,el-Edebu’l Müfred’inde,Ebu Nuaym,Süfyan,Ebu İshak ve Abdurrahman İbn-i Sa’d yoluyla rivayet etmiştir.
Mühim olan husus Buharı ve Hazıf İbnü’s-Sünni tarafından İslami bir edebp olarak kabul edilmesi ve kitaplarına alınması.Hatta İbni Teymiyye bile (İbni Teymiyye,Vehhabilerin en çok sevdiği alimlerden biri) bu konuyu el-Kelimu’t Tayyib isimli eserinde,nerelerde sünneti uygun,nasıl dua edeceğimizi göstermek için ele almıştır.

Ğaib (yanımızda bulunmayan) bir kulu çağırarak tevessül etmek yüzünden şu imamlardan hangisini şirkle suçlayacaksınız.
Rasulülllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ‘in Sahabe ve Tabiinin bu istekleri şirk olmayacağına göre,o zaman ayetleri ve hadisleri yanlış yorumlayan,anlıyan selefiler ve vehhabiler hata içindedirler.

Devamı İkinci Bölümde Gelecektir.

İslam’a Karşı Saldırılar – ÇARPICI ANALİZ BÖLÜM 1

Yorum bırakın

islamikoru.com ÖZEL / Allah’a ve İslam’a Karşı Saldırılar – ANALİZ (Bölüm – 1)

Hamd,”Allah katında tek (geçerli,hak) din İSLAM’dır.” (Al-i İmran Suresi : 19) buyuran Allah’a
Salat ve Selamlar “Müşriklere karşı,canlarınızla,mallarınızla ve dillerinizle cihad ediniz.” (Ebu Davud) buyuran Rasul’e ve onun al-i ashabına olsun.

Hz.Adem (Aleyhisselam)’in oğlu olan Kabil’in,kardeşi Habil’i öldürmesiyle başlayan ‘Allah’a isyan furyası’ öndört asır evvel Rasulüllah’ın (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) gelmesiyle ve Kur’an’ın inmesiyle birlikte alevlenmiş ve günümüze kadar süregelmiştir.

YAZININ DEVAMINI VE İKİNCİ BÖLÜMÜNÜ OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

Dikkat Et Müslüman ! Tutuklanan,Ehl-i Sünnetin Kalesiydi (Cübbeli Ahmet Hoca – Video)

2 Yorum

Dikkat Et Müslüman ! Tutuklanan,Ehl-i Sünnetin Kalesiydi (Cübbeli Ahmet Hoca-Video)

İtikat Dersleri -6- (Ehl-i Bid’at)

1 Yorum

İtikat Dersleri -5- Bölümünü okumak için buraya tıklayınız

Ders 6 : Ehl-i Bid’at

SORU : Ehl-i Bid’at kimlerdir ?

CEVAP : Asr-ı saadetten sonra ortaya çıkmış,Şer’î bir delile dayanmayan bazı inanç ve davranışları benimseyen gruplardır.

Diğer bir ifade ile Sünnî kelâmcılara göre ; Allah-u Tealâ’yı bir şeye benzetme veya Allah-u Tealâ’yı cisim olarak kabul etme gibi aşırı görüşlere sapmayan Selef âlimleri ile Matürîdiye ve Eş’arî’ye dışında kalan fırkaların tamamı Ehl-i Bid’at’dır.

SORU : Ehl-i Bid’at’ı Ehl-i Sünnet’ten ayıran temel özellikler nelerdir ?

CEVAP : Bu özellikleri aşağıdaki ana noktalarda toplamak mümkündür.

  • Nasların (ayet ve hadislerin) ruhuna ve İslâm’ın temel yönelişlerine vakıf olmamak.

Nitekim Mutezile’nin,mütekib-i kebire (büyük günah işleyen bir kimseyi) ne mümin ne de kâfir saymaları bu kabildendir.Halbuki bir çok ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerde hiçbir günahın insanı dinden çıkartmayacağı açıkça belirtmiştir.

  • Yabancı kültürlerin etkisi altında kalıp ayet ve hadisleri uzak yorumlarla te’vil etmek.(Yorumlamak) …

Sapık Mutezile fırkasının : “O gün bir takım yüzler aydındır.Rabbine bakıcıdır.” (Kıyamwet Suresi :22-23)Ayet-i kerimelerini : “Rablerinin emrini bekleyicidirler.” diye te’vil etmeleri son derece yanlış ve uzak bir yorumdur.

  • Kur’an’ın kendisine has üslûp ve Arap dilinin ifade özelliklerine bakmaksızın bazı ayetlerin ve hadislerin zahirine takılıp kalmak.

Yine aynı fırkanın : “Gözler O’nu idrak edemez.” (En’am Suresi: 103) Ayet-i kerimesini : “Gözler Allah-u Tealâ’yı göremez” diye tefsir etmeleri,Arap dilinin özelliklerini göz ardı etmelerindendir.

Zira idrak,anlamak ve kavramak manalarına gelmektedir ki,burada,Allah-u Tealâ’nın öz zatının kimse tarafından idral edilemeyeceği,tam manasıyla anlaşılamayacağı,gören göz tarafından kuşatılamayacağı açıklanmak istenmiştir.

Yoksa şekilsiz,örneksiz ve idraksiz bir görme reddedilmemiştir.Aksiye bir çok ayet ve hadislerde bu husus ispat edilmiştir.

Daha fazla

İtikat Dersleri -6- (Ehl-i Bid'at)

1 Yorum

İtikat Dersleri -5- Bölümünü okumak için buraya tıklayınız

Ders 6 : Ehl-i Bid’at

SORU : Ehl-i Bid’at kimlerdir ?

CEVAP : Asr-ı saadetten sonra ortaya çıkmış,Şer’î bir delile dayanmayan bazı inanç ve davranışları benimseyen gruplardır.

Diğer bir ifade ile Sünnî kelâmcılara göre ; Allah-u Tealâ’yı bir şeye benzetme veya Allah-u Tealâ’yı cisim olarak kabul etme gibi aşırı görüşlere sapmayan Selef âlimleri ile Matürîdiye ve Eş’arî’ye dışında kalan fırkaların tamamı Ehl-i Bid’at’dır.

SORU : Ehl-i Bid’at’ı Ehl-i Sünnet’ten ayıran temel özellikler nelerdir ?

CEVAP : Bu özellikleri aşağıdaki ana noktalarda toplamak mümkündür.

  • Nasların (ayet ve hadislerin) ruhuna ve İslâm’ın temel yönelişlerine vakıf olmamak.

Nitekim Mutezile’nin,mütekib-i kebire (büyük günah işleyen bir kimseyi) ne mümin ne de kâfir saymaları bu kabildendir.Halbuki bir çok ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerde hiçbir günahın insanı dinden çıkartmayacağı açıkça belirtmiştir.

  • Yabancı kültürlerin etkisi altında kalıp ayet ve hadisleri uzak yorumlarla te’vil etmek.(Yorumlamak) …

Sapık Mutezile fırkasının : “O gün bir takım yüzler aydındır.Rabbine bakıcıdır.” (Kıyamwet Suresi :22-23)Ayet-i kerimelerini : “Rablerinin emrini bekleyicidirler.” diye te’vil etmeleri son derece yanlış ve uzak bir yorumdur.

  • Kur’an’ın kendisine has üslûp ve Arap dilinin ifade özelliklerine bakmaksızın bazı ayetlerin ve hadislerin zahirine takılıp kalmak.

Yine aynı fırkanın : “Gözler O’nu idrak edemez.” (En’am Suresi: 103) Ayet-i kerimesini : “Gözler Allah-u Tealâ’yı göremez” diye tefsir etmeleri,Arap dilinin özelliklerini göz ardı etmelerindendir.

Zira idrak,anlamak ve kavramak manalarına gelmektedir ki,burada,Allah-u Tealâ’nın öz zatının kimse tarafından idral edilemeyeceği,tam manasıyla anlaşılamayacağı,gören göz tarafından kuşatılamayacağı açıklanmak istenmiştir.

Yoksa şekilsiz,örneksiz ve idraksiz bir görme reddedilmemiştir.Aksiye bir çok ayet ve hadislerde bu husus ispat edilmiştir.

Daha fazla

İtikat Dersler -5- ( Ehl-i Sünnet Kısımları )

1 Yorum

İtikat Dersleri -4- Bölümünü okumak için buraya tıklayınız

SORU : Ehl-i Sünnet Kaç Kısımdır ?

CEVAP : Üç Kısımdır.

  1. Selefiyye,
  2. Mâtürîdiyye,
  3. Eş’ariyye.

SORU : Selefiyye kimlerdir ?

CEVAP : Ashab-ı Kiram ve tabiîn’in mezhebini kendilerine mezhep edinmiş fakîhler (fıkıh âlimleri) ve muhaddisler (hadis âlimleri)dir.Bunlar,Allah-u Tealâ Hazretlerinin isimlerini ve sıfatlarını ayet ve hadislerde beyan edildiği üzere Allah-u Tealâ‘nın şanına uygun bir şekilde ispat edip,te’vile (yorum yapmaya) kalkışmayanlardır.

Meselâ : Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh) ın rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur : “Gecenin son üçte biri kaldığı zaman (imsak vaktinden önceki vakitlerde) Ulu ve Yüce olan Rabbimiz her gece dünya semasına (şekilden münezzeh olduğu halde) iner ve : ‘Bana kim dua eder ki,onun duasına icabet edeyim! Benden kim hacet (dilek) ister ki,ona (dileğini) vereyim! Benden kim mağfiret diler ki,onu mağfiret ederim!‘ buyurur.” (Buhari,Teheccüd : 14 No :1094 1/384,Müslim,Ebu Davud,İbn-i Mace )

Selefiyye mezhebi bu hadis-i şerifte geçen “Rabbimiz iner.” sözünü hakiki manasından başka bir mana ile te’vil etmeyip,”Rabbimiz,keyfiyetini (şeklini) bilmediğimiz bir halde iner,” diyerek bu inişi Allah-u Tealâ’nın şanına yakışır bir şekilde ifade etmişlerdir.

Yine böylece ayet ve hadislerde Allah-u Tealâ‘ya isnad edilen el,yüz,ayak gibi ifadeler de bu kabildendir.

Daha fazla

İtikat Dersleri -4-

2 Yorum

“İtikat Dersleri -3- Bölümü okumak için buraya tıklayınız”

SORU : İtikâdî mezhepler kaç kısımdır ?

CEVAP : İki kısımdır.”Ehl-i Sünnet”,”Ehl-i Bid’at”.

SORU: Ehl-i Sünnet ne demektir ?

CEVAP : Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ve ashabının gittiği yoldan gidenlerdir.Zira Avf İbn-i Malik (Radıyallahu Anh) dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve SEllem) şöyle buyurmuştur : “Yahudiler yetmişbir fırkaya ayrıldılar,bunlardan biri Cennette,yetmişi ateştedir.Hristiyanlar yetmiş iki fırkaya ayrıldılar.Onlardan da yetmişbir fırka ateşte,biri cennettedir.Muhammed’in canı (kudret) elinde bulunan (Allah-u Tealâ)a yemin ederim ki elbette benim ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır.Bir fırka Cennette yetmiş iki fırka ateştedir.

Bunun üzerine “Ya Resûlüllah!Cennette olan fırka kimlerdir ?” diye sorulduğunda Resulüllah : (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :”(Ehl-i Sünnet Ve’l) Cemaattır.” diye cevap verdi.(İbn-i Mace,Firen,Ahmed İbn-i Hanbel , Müsned )

Abdullah İbn-i Amr (Radıyallahu Anh)’dan rivayet edilen diğer bir hadis-i şerifte de Resulüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem ) şöyle buyurmuştur. “Yakında benim ümmetim yetmiş üç fırkaya bölünecektir ki,bunlardan biri dışında hepsi ateştedir.” O zaman : “O hangisidir ?” diye sorulunca Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem ): “Bugün,benim ve ashabımın üzerinde bulunduğu yoldan gidenlerdir.” buyurdu. (Ali El Müttekî,Kenzül Ummal )

( Cübbeli Ahmet Hoca – İtikat Risalesi Kitabı Sh:22-24)

( Devamı İtikat Dersleri -5- de verilecektir.Diğer önceki itikat derslerini,”Kategoriler” kısmının İtikat Bölümünden bulabilirsiniz. )

Cübbeli Ahmet Hoca – Mustafa İslamoğlu’na Reddiye -1-

Yorum bırakın

Peki Türkiye hakkında ikinci tehlike şu ; Şî’î iler’in Ehl-i Sünneti istilası,takiyye yaparak : ” Biz de sizin gibi Ebû Bekr’i seviyoruz Âişe anamızı seviyoruz “ diye göstererek bizim içimize sızmaları,ondan sonra da bu işleri birbirine sokarak,karıştırarak Allâh muhafaza Şî’î itikadını aşılamaları,Türkiye’ye böyle bir tehlike sokulmak isteniyor,bu tehlikenin öncülüğünü kim yapıyor ? Mustafa İslamoğlu yapıyor,şimdi bunun delilleri,iki tane delil söyleyceğim size,iyi dinlerseniz anlarsınız.

Adamın biri internet sitesinde Mustafa İslamoğlu’na soru soruyor,İslamoğlu’nun kendi sitesinde yazıyor bu.Adam şöyle soruyor: ” Ben Humeynî’yi seviyordum,sonradan baktım Humeynî ‘Kadınla ters ilişki caiz’ diye fetva veriyor.Ben de Humeynî’den soğudum.Hocam ne olur,bunu bana izah edin de ben Humeynî’ye tekrar ısınayım.

Bu da cevap veriyor sitesinde,Akit’in sahibini göndermiş bana Karahasanoğlu abimiz geldi: “İşte hocam şöyle yapalım,böyle yapalım,anlaşalım falan” diyor ben de “Anlaşalım” dedim.”Bir masada toplanalım” dediler,”Buyurun toplanalım” dedim.Hâlâ cevap bekliyorum,ondan sonra ben adamı konuşturmazmışım,buyursun gelsin konuşsun,ben kimi konuşturmadım

Ben herkesi dinlerim ama sonra da konuşurum tabi,bu sefer Akit’in sahibi geldi,öbürü geldi Allâh razı olsun iyi niyetle.Ama ben dedim ki: “Bakın çok yanlış reklamlar veriyorsunuz,Hilal tv’nin reklamlarını veriyorsunuz.” dediler ki: “Allâh rızası için.” Dedim ki : “Ama Allâh rızası için böyle bir şey olmaz ki,bak bu kanalda adam çıkıyor Hazreti Muâviye’ye Kâfir diyor.Yâhu,bu Allâh rızası için reklam edilecek bir kanal mı?!

Karahasanoğlu ağabeyimiz çok iyi bir adam,zeki biri.”Belki zor anlarsa şimdi uğraşacağız 2 saat” dedim ama yanılmışım çok uyanık,bir baktı,üstünü okudu,tak altını okudu.”Ne oldu?” dedim.”Birşey düzeltemeyiz dedi.Mevzû ne?Mevzûya bak, “Ters ilişkiyi sadece Humeynî demedi ki ” diyor, “Ters ilişkiyi Ehl-i Beyt’in ekseriyeti câiz görüyordu” diyor.

Ehl-i Beyt kim?Rasûlüllah (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem ) Efendimiz’e ; “Bize sevilmesi emredilen Ehl-i Beyt kimdir?” dediler.Nitekim Kur’an’ı kerim’de şöyle emrediliyor : “İslam’ı size getirdim,tebliğ ettim,para pul istemiyorum,akrabamı sevmenizi istiyorum.” (Şura Suresi:23)

( Yani Mustafa İslamoğlu,Humeynî‘nin caiz gördüğü ‘ters ilişkiyi’ Ehl-i Beyt ( Peygamberimizin akrabaları )’nında caiz gördüğünü söyleyerek,büyük bir küfre giriyor )

Ehl-i Beyt caiz gördü diyor.Neden Ehl-i Beyt’e iftira ediyorsun?Hazreti Aliler,Hasenler,Hüseyinler ters ilişki yapar mı?Ters ilişkiye caiz derler mi?

“Şî’a mezhebine göre caiz” demen lazım,ama “Şî’a’ya göre caiz” demiyor da ne diyor ? “Ehl-i Beyt’e göre caiz” diyor,iftira!

( Üç vasiyetim kitabı Sayfa : 80-88 )

Cübbeli Ahmet Hoca – Mustafa İslamoğlu'na Reddiye -1-

Yorum bırakın

Peki Türkiye hakkında ikinci tehlike şu ; Şî’î iler’in Ehl-i Sünneti istilası,takiyye yaparak : ” Biz de sizin gibi Ebû Bekr’i seviyoruz Âişe anamızı seviyoruz “ diye göstererek bizim içimize sızmaları,ondan sonra da bu işleri birbirine sokarak,karıştırarak Allâh muhafaza Şî’î itikadını aşılamaları,Türkiye’ye böyle bir tehlike sokulmak isteniyor,bu tehlikenin öncülüğünü kim yapıyor ? Mustafa İslamoğlu yapıyor,şimdi bunun delilleri,iki tane delil söyleyceğim size,iyi dinlerseniz anlarsınız.

Adamın biri internet sitesinde Mustafa İslamoğlu’na soru soruyor,İslamoğlu’nun kendi sitesinde yazıyor bu.Adam şöyle soruyor: ” Ben Humeynî’yi seviyordum,sonradan baktım Humeynî ‘Kadınla ters ilişki caiz’ diye fetva veriyor.Ben de Humeynî’den soğudum.Hocam ne olur,bunu bana izah edin de ben Humeynî’ye tekrar ısınayım.

Bu da cevap veriyor sitesinde,Akit’in sahibini göndermiş bana Karahasanoğlu abimiz geldi: “İşte hocam şöyle yapalım,böyle yapalım,anlaşalım falan” diyor ben de “Anlaşalım” dedim.”Bir masada toplanalım” dediler,”Buyurun toplanalım” dedim.Hâlâ cevap bekliyorum,ondan sonra ben adamı konuşturmazmışım,buyursun gelsin konuşsun,ben kimi konuşturmadım

Ben herkesi dinlerim ama sonra da konuşurum tabi,bu sefer Akit’in sahibi geldi,öbürü geldi Allâh razı olsun iyi niyetle.Ama ben dedim ki: “Bakın çok yanlış reklamlar veriyorsunuz,Hilal tv’nin reklamlarını veriyorsunuz.” dediler ki: “Allâh rızası için.” Dedim ki : “Ama Allâh rızası için böyle bir şey olmaz ki,bak bu kanalda adam çıkıyor Hazreti Muâviye’ye Kâfir diyor.Yâhu,bu Allâh rızası için reklam edilecek bir kanal mı?!

Karahasanoğlu ağabeyimiz çok iyi bir adam,zeki biri.”Belki zor anlarsa şimdi uğraşacağız 2 saat” dedim ama yanılmışım çok uyanık,bir baktı,üstünü okudu,tak altını okudu.”Ne oldu?” dedim.”Birşey düzeltemeyiz dedi.Mevzû ne?Mevzûya bak, “Ters ilişkiyi sadece Humeynî demedi ki ” diyor, “Ters ilişkiyi Ehl-i Beyt’in ekseriyeti câiz görüyordu” diyor.

Ehl-i Beyt kim?Rasûlüllah (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem ) Efendimiz’e ; “Bize sevilmesi emredilen Ehl-i Beyt kimdir?” dediler.Nitekim Kur’an’ı kerim’de şöyle emrediliyor : “İslam’ı size getirdim,tebliğ ettim,para pul istemiyorum,akrabamı sevmenizi istiyorum.” (Şura Suresi:23)

( Yani Mustafa İslamoğlu,Humeynî‘nin caiz gördüğü ‘ters ilişkiyi’ Ehl-i Beyt ( Peygamberimizin akrabaları )’nında caiz gördüğünü söyleyerek,büyük bir küfre giriyor )

Ehl-i Beyt caiz gördü diyor.Neden Ehl-i Beyt’e iftira ediyorsun?Hazreti Aliler,Hasenler,Hüseyinler ters ilişki yapar mı?Ters ilişkiye caiz derler mi?

“Şî’a mezhebine göre caiz” demen lazım,ama “Şî’a’ya göre caiz” demiyor da ne diyor ? “Ehl-i Beyt’e göre caiz” diyor,iftira!

( Üç vasiyetim kitabı Sayfa : 80-88 )