Cübbeli Ahmet Hoca’dan ŞİA’ya Reddiye

Yorum bırakın

– Şia’nın durumu nedir ? Görüşleri nelerdir ?
– Şia kafir midir ?
– Şia’nın sahabeler hakkında ki görüşleri nelerdir ?
– ’12 imam masumdur’ görüşünü savunan Şia’nın sapıklığı …
– Şia’nın Hz.Aişe annemize iftira etmesinin hükmü nedir ?

Cübbeli Ahmet Hoca’dan ŞİA’ya REDDİYE – İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

www.islamikoru.comEhl-i Sünnet’in Sanal Kalesi

ŞEFAAT Haktır (Abdülaziz BAYINDIR'DA Reddiye)

Yorum bırakın

Bu YAZI ; Süleymaniye Vakfı kurucusu Prof.Dr. Abdülaziz BAYINDIR başta olmak üzere ; ‘ŞEFAAT’i kabul etmeyip inkar eden herkese reddiyedir.Abdülaziz BAYINDIR,Süleymaniye vakfı internet sitesinde sorulan bir soruya cevaben,07 Şubat 2011 tarihli yazısında,şefaatin hak olduğunu inkar etmiş ve bu görüşüne ayetler ile delil getirmiştir.Biz,ilk önce şefaati ve mahiyetini,sonra da Abdülaziz BAYINDIR’ın delil getirdiği ayetlerde anlatılmak isteneni ortaya koyacağız.Söz konusu Profesör’ün ve onun peşinden giden müslüman kardeşlerimizin,yanlışlarından dönmesini Allah’tan temenni ederiz.

1 – Şefaat Nedir ?

Şefaat ; yardım etmek manasındadır.Dini terim olarak ise ; mahşer günü,günahlarından ötürü cehenneme girecek olan müslüman kimselere ; Allah’ın müsaadesiyle peygamberlerin,velilerin ve salih kimselerin vesile olması ve Allah’tan o kişinin affını dilemesidir.Burada dikkat edilmesi gereken husus şudur ki ; şefaat edecek olan zat,Allah’ın izni olmadan kimseye şefaat edemez.Herşey Allah’ın izni iledir.

2 – Neden Şefaat Var ? Allah Şefaat Edilmeden Affedemez mi ?

Allah’ın günahkar müslüman bir kulu affetmesi için ; bir peygamberin,bir velinin ya da salih bir mü’minin o günahkar müslümana şefaat etmesi gerekli midir ? Allah eğer affedecek ise,şefaat’siz affedemez mi ? gibi sorular soran kardeşlerimize şunu deriz ; 

Yeri,göğü ve arasındaki herşeyi yaratan kudreti sonsuz olan Mevla’mız ; şüphesiz ki hiçbir konuda,hiçbir şarta bağlı değildir.Allah’ın affetmesi lütfundandır.Allah dilerse müslüman yada kafir tüm insanlara ; ‘bana hakkıyla kulluk edemediniz.hepiniz girin cehenneme’ diyebilir.Ve hiç bir kul bunu sorgulayamaz.Fakat allah ; merhameti gereği inanan kullarını cennet ile mükafatlandırıcı,kafirleri ise cehennem ile cezalandırıcıdır.Bu ; Allah’u Teala’nın adaleti gereğidir.

Bunları söyledikten sonra ; Allah’ın bir kulunu affetmesi için ‘bir nebinin yada velinin o kula şefaat etmesi’ şart değildir.Allah tabi ki şefaat edilmeyen bir kulu da affedebilir.Zaten o kula şefaat edilmesine izin verende Allah’tır.Nitekim Yüce Mevla’mız bir ayet-i kerimede şöyle buyuruyor ; “İşte o gün Rahman’ın kendisine izin verdiği ve söz bakımından kendisinden razı olduğu kimse dışında hiçbir şefaat faydalı olmayacaktır “ (Ta-Ha Suresi : 109.ayet) Daha fazla

Allah Dostlarını İnkar Eden Abdülaziz Bayındır'a Reddiye – Cübbeli Ahmet Hoca

Yorum bırakın

Allah Dostlarını İnkâr Eden, Yüzü Suyu Hürmetine Dua Etmeyi Şirk’in Sınırında Gören, Şefaati İnkâr Eden, Batıl ve Vahabi Kafasında Olan Abdülaziz Bayındır’a, Cübbeli Ahmet Hoca Efendi’den İlmi Reddiye

Efendi Hazretlerinden YENİ ŞAFAK Gazetesine Cevap

Yorum bırakın

Yeni Şafak Gazetesi “İsmailağa Hocaefendi’yi özlüyor” haberi iftira içermekte ve fitne amacı taşımaktadır. Verilen haberde Efendi Hazretlerinin kasten İsmailağa’ya getirilmediği söylenmiştir. Hâlbuki bu yalan ve iftiradır. İsmailağa’ya gelmeme meselesi tamamen Efendi Hazretlerimizin iradesi doğrultusunda gerçekleşmektedir. Bunun en güzel cevabı geçtiğimiz aylarda Efendi Hazretlerimizin torununun düğününe katılmasıdır. İsmailağa Kur’an Kursunda yapılan düğüne Efendi Hazretlerimiz ve hocalarımız iştirak etmişlerdir.

DOĞRU HABERİ İFTİRA İLE BATIRIYOR
Cemaatin özlem çektiği doğrudur ve normaldir. Bunu sitemizden de “İsmailağa’da bir pazar sohbeti” başlığı altında yazmıştık. Ancak Efendi Hazretlerinin kasıtlı olarak getirilmemesi tamamen iftiradır, Efendi Hazretlerimizin şahsına yapılan bir hakarettir.

DOKTOR RAPORLARI VAR
Efendi Hazretlerimizin sağlığı ile ilgili doktor raporları vardır. Şuan bulunduğu bölge özellikle tavsiye edilmiştir. Fatih’de oturduğu dönemde bile her hafta Çavuşbaşı’na gitmekteydi. Efendi Hazretlerimiz bu yüzden her sene Bursa’ya bile gitmektedir.

YENİ ŞAFAK FİTNE PEŞİNDE
Diyalogcu Hayrettin Karaman’ın da içinde bulunduğu Yeni Şafak gazetesi ise ne Efendi Hazretlerinin gelmesi, ne de cemaatin sevinmesinin derdinde. Yeni Şafak gazetesi cemaat içerisinde fitne çıkarmanın derdinde. Çünkü Cübbeli Hocamızı hazmedemeyen gazete daha öncede Efendi Hazretlerine verilecek ödül törenine Cübbeli Hoca üzerinden saldırmış ve “CÜPPELİ PROVOKASYON PEŞİNDE” manşeti atmıştı. Efendi Hazretlerimiz ise bizzat cevap vermişti.

yeni şafak

Bediüzzaman’ın Talebelerinden Diyalogçulara : Biz Onlardan Beriyiz

Yorum bırakın

Arifan Dergisi irşad vazifesine tam gaz devam ediyor, okumayanlar çok şeyden mahrum oluyorlar. Reddiyeler, yanlışlıklar ve gerçekler Arifan Dergisinde aylık olarak sizlere sunuluyor.

Ağustos 2011 sayısının konusu “Allah katında tek din İslamdır” toplantısıydı. Yurt içinden ve dışından yaklaşık 70 âlimin iştirak ettiği toplantıda Cemaleddin Afgani, Muhammed Abduh ve Reşid Rıza gibi Masonların açtığı tahrif yolu ve takipçilerinin günümüzde yaptığı sapıklıklar deşifre edildi. Toplantıya dinler arası diyaloğa alet edilen Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin gerçek talebeleri de katıldı.

Neden haberiniz olmadı? Çünkü dinsiz donsuzların ayinlerini gösterenler işlerine gelmediği için bu toplantıları görmezden geldi.

DİYALOGCULARIN SAİD-İ NURSİ BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİNİ İSTİSMARLARINA REDDİYE

Yalnız Bazılarının Üstad Bediüzzaman Hazretlerini bu işe karıştırarak “ondan delil alıyoruz” gibi laflarla hüküm çıkartmalı asla doğru değildir. Bunu mutlaka söyleyelim. Çünkü biz bu meseleyi burada bulunanlardan Mehmet Fırıncı ağabeyimiz ile istişare ettik. Kendisi üstadın talebesidir, onunla birlikte evinde üç ay kalmıştır.

Ayrıca Mehmet Paksu ve Kenan Hoca Efendi ile iştirak ettik. Şu anda bu hocalarımız aramızda bulunmaktadır. Üstad Bediüzzaman Hazretleri açıkça diyor ki: “İslam diğer dinleri neshetmiştir.”

Üstad Bediüzzaman Hazretlerini’nin ileri gelen talebelerinden olan Abdülkadir Badıllı ağabeyimiz de Urfa’dan bir mazareti sebebiyle gelemedi. Selamları, hürmetleri var. Büyüğümüzdür kendisi, o da bu meseleyi Lalegül Fm’de canlı olarak beyan etti.

   “Biz Üstadın talebeleriyiz, İslam diğer dinleri nesh etmiştir, diğer dinler mensuhtur ve geçersizdir. Müslüman olmadan cennete girmek yok. Biz bu görüşteyiz. Bunun aksine görüş beyan edenlerden biz beriyiz.” Dediler.

Daha fazla

Bediüzzaman'ın Talebelerinden Diyalogçulara : Biz Onlardan Beriyiz

Yorum bırakın

Arifan Dergisi irşad vazifesine tam gaz devam ediyor, okumayanlar çok şeyden mahrum oluyorlar. Reddiyeler, yanlışlıklar ve gerçekler Arifan Dergisinde aylık olarak sizlere sunuluyor.

Ağustos 2011 sayısının konusu “Allah katında tek din İslamdır” toplantısıydı. Yurt içinden ve dışından yaklaşık 70 âlimin iştirak ettiği toplantıda Cemaleddin Afgani, Muhammed Abduh ve Reşid Rıza gibi Masonların açtığı tahrif yolu ve takipçilerinin günümüzde yaptığı sapıklıklar deşifre edildi. Toplantıya dinler arası diyaloğa alet edilen Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin gerçek talebeleri de katıldı.

Neden haberiniz olmadı? Çünkü dinsiz donsuzların ayinlerini gösterenler işlerine gelmediği için bu toplantıları görmezden geldi.

DİYALOGCULARIN SAİD-İ NURSİ BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİNİ İSTİSMARLARINA REDDİYE

Yalnız Bazılarının Üstad Bediüzzaman Hazretlerini bu işe karıştırarak “ondan delil alıyoruz” gibi laflarla hüküm çıkartmalı asla doğru değildir. Bunu mutlaka söyleyelim. Çünkü biz bu meseleyi burada bulunanlardan Mehmet Fırıncı ağabeyimiz ile istişare ettik. Kendisi üstadın talebesidir, onunla birlikte evinde üç ay kalmıştır.

Ayrıca Mehmet Paksu ve Kenan Hoca Efendi ile iştirak ettik. Şu anda bu hocalarımız aramızda bulunmaktadır. Üstad Bediüzzaman Hazretleri açıkça diyor ki: “İslam diğer dinleri neshetmiştir.”

Üstad Bediüzzaman Hazretlerini’nin ileri gelen talebelerinden olan Abdülkadir Badıllı ağabeyimiz de Urfa’dan bir mazareti sebebiyle gelemedi. Selamları, hürmetleri var. Büyüğümüzdür kendisi, o da bu meseleyi Lalegül Fm’de canlı olarak beyan etti.

   “Biz Üstadın talebeleriyiz, İslam diğer dinleri nesh etmiştir, diğer dinler mensuhtur ve geçersizdir. Müslüman olmadan cennete girmek yok. Biz bu görüşteyiz. Bunun aksine görüş beyan edenlerden biz beriyiz.” Dediler.

Daha fazla

Cübbeli Ahmet Hoca – Batıl Mustafa İslamoğluna Reddiyler (3 Bölüm)

Yorum bırakın

Cübbeli Ahmet Hoca – Batıl Mustafa İslamoğluna Reddiyler (3 Bölüm)

BÖLÜM 1

Daha fazla

Zaman Gazetesi’nde Diyalog Adı Altında Sinsi Mesajlar

1 Yorum

Geçen gün zaman gazetesin’nde yer alan ve Fethullah Gülen’in Onursal Başkanlığını yaptığı Gazeteciler ve Yazarlar vakfının düzenlediği iftar yemeği ile alakalı sinsi bir oyun olduğunu belirtmiştik.O yazımızı okumak için BURAYA TIKLAYINIZ.

Şimdi bir başka yazıyla sizleri bilgilendireceğiz.Zaman gazetesi’nin bugünkü sayısında (14 Ağustos 2011,Pazar) Ahmet Kurucan isimli yazar,Dinler Arası Diyalog İle Alakalı bir çok fikirler ortaya atıldığını ve çok eleştiriler geldiğini belirterek,konuyu açıklığa kavuşturmak istemiş fakat berbat etmiştir.Yazının içinde sinsi mesajlar yer almaktadır.Şimdi onları inceleyeceğiz..Yazıyı incelemeye başlayalım ; (Kırmızı yazılar,yazara ait)

Dinler arası diyalog kapsamında kamuoyunda ortaya atılan düşünceler veya üretilen şüphe ve tereddütlere şu ana kadar o kadar çok cevaplar verildi ki; aynı meselenin bir de gazetede karşınıza çıkmasını hoş karşılamıyor olabilirsiniz.

Bu satırların yazarının dahi müstakil soru-cevap tarzında sözü edilen şüphelere cevaplar veren bir kitabının olduğu düşünülecek olursa, ne demek istediğimiz daha net anlaşılır. Ama söz konusu şüphelerin üretildiği zemin gazete olunca, aynı zeminde bir şeyler deme zarureti kendiliğinden hasıl oluyor. Dolayısıyla aşağıda okuyacağınız yazıda konu ile alakalı cevapların çok kısa ve net bir şekilde dile getirilmiş halini okuyacaksınız.

“Dinler arası diyalog” kavramı galat-ı meşhurdur. Bununla kasdedilen, din müntesipleri arası diyalogdur. Dinlerin müşahhas varlıkları olmadığına göre başka türlüsü mümkün olmaz ki! Dolayısıyla İslam, Hıristiyanlık, Yahudilik, Budizm, Şintoizm, Hinduizm vs. dinlerine mensup insanların beşeri düzlemde karşılıklı münasebetleridir söz konusu olan. “Galat-ı meşhur lügat-ı fasihten evla” olduğu için, din müntesiplerinin diyaloğu kamuoyuna dinler arası diyalog diye yansıyor.

Yazarın bu paragraflarda kastettiği,diyalog,dinlerin görevlileri arasında,yani Hoca-Papaz-Haham arasında olan bir diyalogdan bahsedildiğini söylüyor.

Ayrıca dinler arası diyalogda Müslümanların muhatap oldukları sadece Hıristiyan ve Yahudiler değildir. Yaşanılan ülkeye, sair dinlere mensup insanların varlıklarına, mabed veya dernek tarzındaki müesseseleşmelerine bağlı olarak Hıristiyanlık ve Yahudilik dini haricindeki sair din mensupları ile de münasebet içinde bulunulmaktadır. Kaba bir tasnifle 7 milyara yaklaşan dünyamızın belki yarısı Uzakdoğu dinleri dediğimiz dinlere mensup kişilerdir. Hindistan, Çin, Japonya’da hâkim olan, İbrahimi dinler değildir. Siz din müntesipleri arası diyaloğu sadece İbrahimi din mensuplarına has kıldığınız zaman, dünyanın yarısını devre dışı bırakıyorsunuz demektir. Dünyanın yarısını devre dışı bırakan bir yaklaşımın doğruluğunun veya yanlışlığının takdiri sizlere ait.

Evet,insanları dinlerinden dolayı dışlamak tabi ki doğru değil,fakat onlarla ilişkide ölçü,İslam Şeriat’ının dışına çıkıyorsa,bu doğru değildir.Yazarın zehirli sözlerini aşağıda göreceksiniz.

“İbrahimi dinlerin hepsi haktır ve cennete gideceklerdir. Öyleyse bu üç dini bir potada eritip bir din inşa edilmelidir. Dinler arası diyalog projesi de bundan ibarettir.”

İbrahimi dinlerin orijinal halleri ile hak olduğu şüphe götürmez. Ama Hıristiyanlık ve Yahudilik daha sonra tahrif ve tebdile maruz kaldığı için bu iki dine hak din demek İslam inancına göre imkânsızdır. Fakat bu inanç o dinin müntesipleri ile birlikte yaşamayı engelleyen bir faktör değildir ve olamaz. Medine Vesikası’ndan Osmanlı ve günümüze kadar olan süreçte gelenek içinde kendine yer bulan ‘ötekini olduğu gibi kabul’ anlayış ve uygulamamız bunun delilidir.

Evet,her müslümanında kavrayacağı gibi,ilk indiği zamanki şekliyle Tevrat ve İncil Hak idi.Fakat şimdi tahrife uğradığından hak değildir.Şimdi can alıcı sözlere geliyoruz.

(yahudi ve hristiyanların)”Cennete gitmeleri.” 15 asırlık İslam tarihinde tefsir, fıkıh, hadis, kelam ilmiyle derinlemesine meşgul olan âlimler ciltlerle müzakereler yapmışlar bu mevzu üzerinde. Dolayısıyla teolojik denebilecek bu meseleyi müzakere zemini gazete köşesi olamaz. Yalnız şu kadarını ifade edelim ki, cennete ve cehenneme insan gönderme Efendimiz (sas) dâhil hiç kimsenin tekelinde değildir. Nihai kararı, ahirette bizzat kulun da, cennetin de, cehennemin de sahibi olan Allah verecektir.

Yahudi ve Hristiyanların ve diğer sapık din mensuplarının Cennete gitmelerini,15 asırlık islam tarihinde ; tefsir,fıkıh,hadis ve kelam gibi konularda ilerlemiş alim-ulema tartışıyor mu ? Tartışmıyor.Tartışanlar sadece sapıklardır. İşte zehir sözler bunlardır.Allah’ın kelam’ı Kur’an’da bunca ayet-Rasulüllah’ın bunca hadis-i şeriflerinde bu konuda kesin ve net bir sonuç vardır ; O da şudur ki ; “Müslüman olmayan cennete giremez.” Ancak ; Tevrat indiği zaman,ilk orjinal haliyle Hz.Musa’ya indiği zaman,Hz.Musa’ya ve inen Tevrat’a inanan ve kabul eden ; İncil’in orjinal haline ve Hz.İsa zamanında Hz.İsa’ya ve getirdiği kitaba inananlar ve kabul edenler  cennete girebileceklerdir.(ki Tevrat ve İncil’de ve Diğer tüm ilahi kitaplarda,Hz.Muhammed’in geleceğini müjdeliyordu Allah.Yani O zaman ki bozulmamış Tevrat’a ve İncil’e inanan,aslında Hz.Muhammed(Sallallahü Aleyhi ve Sellem)in gelceğine ve getirdiği dine inanmış oluyordu).Fakat İslam geldikten sonra,Kur’an’a tabi olmayan Asla cennete giremeyecektir.Kur’an’dan tek bir ayet’in inkârı bile insanı kafir ederken,Yahudi ve Hristiyanlar nasıl cennete girebilir ? Söz konusu yazıda yazar,cennetin kimsenin tekelinde olmadığını,Allah’ın dilediğini cennete sokacağını belirtmiştir.Evet,cennete kimsenin tekelinde değil.AmaAllah ; Kelam’ı olan Kur’an’da açıkça belirtiyor ki Müslüman olmayanlar (yani yahudiler,hristiyanlar ve budizm,şamanizm gibi sapık inançlara mensup kimseler) cennete giremez.Onların yeri ebedi cehennemliktir.Bu konulrla ilgili ayetleri ve reddiyeleri sitemizde bulabilirsiniz.İşte yazarın yazıda verdiği sinsi mesaj ; “Yahudi ve Hristiyanlar cennete girebilir mi?” sorusu üzerine ; “İslâm uleması bu konuyu asırlardır tartışmaktadır.Cennet kimsenin tekelinde değil,Allah bilir” diyerek,sanki Yahudi ve Hristiyanların cennete girmelerine ihtimal varmış gibi mesaj vermektedir.Artık UYANMA vakti.Bu yazıları herkese yayalım.Gerçeği ilmi şekilde anlatalım.

|| Üç Büyük Tehlike ||

Zaman Gazetesi'nde Diyalog Adı Altında Sinsi Mesajlar

2 Yorum

Geçen gün zaman gazetesin’nde yer alan ve Fethullah Gülen’in Onursal Başkanlığını yaptığı Gazeteciler ve Yazarlar vakfının düzenlediği iftar yemeği ile alakalı sinsi bir oyun olduğunu belirtmiştik.O yazımızı okumak için BURAYA TIKLAYINIZ.

Şimdi bir başka yazıyla sizleri bilgilendireceğiz.Zaman gazetesi’nin bugünkü sayısında (14 Ağustos 2011,Pazar) Ahmet Kurucan isimli yazar,Dinler Arası Diyalog İle Alakalı bir çok fikirler ortaya atıldığını ve çok eleştiriler geldiğini belirterek,konuyu açıklığa kavuşturmak istemiş fakat berbat etmiştir.Yazının içinde sinsi mesajlar yer almaktadır.Şimdi onları inceleyeceğiz..Yazıyı incelemeye başlayalım ; (Kırmızı yazılar,yazara ait)

Dinler arası diyalog kapsamında kamuoyunda ortaya atılan düşünceler veya üretilen şüphe ve tereddütlere şu ana kadar o kadar çok cevaplar verildi ki; aynı meselenin bir de gazetede karşınıza çıkmasını hoş karşılamıyor olabilirsiniz.

Bu satırların yazarının dahi müstakil soru-cevap tarzında sözü edilen şüphelere cevaplar veren bir kitabının olduğu düşünülecek olursa, ne demek istediğimiz daha net anlaşılır. Ama söz konusu şüphelerin üretildiği zemin gazete olunca, aynı zeminde bir şeyler deme zarureti kendiliğinden hasıl oluyor. Dolayısıyla aşağıda okuyacağınız yazıda konu ile alakalı cevapların çok kısa ve net bir şekilde dile getirilmiş halini okuyacaksınız.

“Dinler arası diyalog” kavramı galat-ı meşhurdur. Bununla kasdedilen, din müntesipleri arası diyalogdur. Dinlerin müşahhas varlıkları olmadığına göre başka türlüsü mümkün olmaz ki! Dolayısıyla İslam, Hıristiyanlık, Yahudilik, Budizm, Şintoizm, Hinduizm vs. dinlerine mensup insanların beşeri düzlemde karşılıklı münasebetleridir söz konusu olan. “Galat-ı meşhur lügat-ı fasihten evla” olduğu için, din müntesiplerinin diyaloğu kamuoyuna dinler arası diyalog diye yansıyor.

Yazarın bu paragraflarda kastettiği,diyalog,dinlerin görevlileri arasında,yani Hoca-Papaz-Haham arasında olan bir diyalogdan bahsedildiğini söylüyor.

Ayrıca dinler arası diyalogda Müslümanların muhatap oldukları sadece Hıristiyan ve Yahudiler değildir. Yaşanılan ülkeye, sair dinlere mensup insanların varlıklarına, mabed veya dernek tarzındaki müesseseleşmelerine bağlı olarak Hıristiyanlık ve Yahudilik dini haricindeki sair din mensupları ile de münasebet içinde bulunulmaktadır. Kaba bir tasnifle 7 milyara yaklaşan dünyamızın belki yarısı Uzakdoğu dinleri dediğimiz dinlere mensup kişilerdir. Hindistan, Çin, Japonya’da hâkim olan, İbrahimi dinler değildir. Siz din müntesipleri arası diyaloğu sadece İbrahimi din mensuplarına has kıldığınız zaman, dünyanın yarısını devre dışı bırakıyorsunuz demektir. Dünyanın yarısını devre dışı bırakan bir yaklaşımın doğruluğunun veya yanlışlığının takdiri sizlere ait.

Evet,insanları dinlerinden dolayı dışlamak tabi ki doğru değil,fakat onlarla ilişkide ölçü,İslam Şeriat’ının dışına çıkıyorsa,bu doğru değildir.Yazarın zehirli sözlerini aşağıda göreceksiniz.

“İbrahimi dinlerin hepsi haktır ve cennete gideceklerdir. Öyleyse bu üç dini bir potada eritip bir din inşa edilmelidir. Dinler arası diyalog projesi de bundan ibarettir.”

İbrahimi dinlerin orijinal halleri ile hak olduğu şüphe götürmez. Ama Hıristiyanlık ve Yahudilik daha sonra tahrif ve tebdile maruz kaldığı için bu iki dine hak din demek İslam inancına göre imkânsızdır. Fakat bu inanç o dinin müntesipleri ile birlikte yaşamayı engelleyen bir faktör değildir ve olamaz. Medine Vesikası’ndan Osmanlı ve günümüze kadar olan süreçte gelenek içinde kendine yer bulan ‘ötekini olduğu gibi kabul’ anlayış ve uygulamamız bunun delilidir.

Evet,her müslümanında kavrayacağı gibi,ilk indiği zamanki şekliyle Tevrat ve İncil Hak idi.Fakat şimdi tahrife uğradığından hak değildir.Şimdi can alıcı sözlere geliyoruz.

(yahudi ve hristiyanların)”Cennete gitmeleri.” 15 asırlık İslam tarihinde tefsir, fıkıh, hadis, kelam ilmiyle derinlemesine meşgul olan âlimler ciltlerle müzakereler yapmışlar bu mevzu üzerinde. Dolayısıyla teolojik denebilecek bu meseleyi müzakere zemini gazete köşesi olamaz. Yalnız şu kadarını ifade edelim ki, cennete ve cehenneme insan gönderme Efendimiz (sas) dâhil hiç kimsenin tekelinde değildir. Nihai kararı, ahirette bizzat kulun da, cennetin de, cehennemin de sahibi olan Allah verecektir.

Yahudi ve Hristiyanların ve diğer sapık din mensuplarının Cennete gitmelerini,15 asırlık islam tarihinde ; tefsir,fıkıh,hadis ve kelam gibi konularda ilerlemiş alim-ulema tartışıyor mu ? Tartışmıyor.Tartışanlar sadece sapıklardır. İşte zehir sözler bunlardır.Allah’ın kelam’ı Kur’an’da bunca ayet-Rasulüllah’ın bunca hadis-i şeriflerinde bu konuda kesin ve net bir sonuç vardır ; O da şudur ki ; “Müslüman olmayan cennete giremez.” Ancak ; Tevrat indiği zaman,ilk orjinal haliyle Hz.Musa’ya indiği zaman,Hz.Musa’ya ve inen Tevrat’a inanan ve kabul eden ; İncil’in orjinal haline ve Hz.İsa zamanında Hz.İsa’ya ve getirdiği kitaba inananlar ve kabul edenler  cennete girebileceklerdir.(ki Tevrat ve İncil’de ve Diğer tüm ilahi kitaplarda,Hz.Muhammed’in geleceğini müjdeliyordu Allah.Yani O zaman ki bozulmamış Tevrat’a ve İncil’e inanan,aslında Hz.Muhammed(Sallallahü Aleyhi ve Sellem)in gelceğine ve getirdiği dine inanmış oluyordu).Fakat İslam geldikten sonra,Kur’an’a tabi olmayan Asla cennete giremeyecektir.Kur’an’dan tek bir ayet’in inkârı bile insanı kafir ederken,Yahudi ve Hristiyanlar nasıl cennete girebilir ? Söz konusu yazıda yazar,cennetin kimsenin tekelinde olmadığını,Allah’ın dilediğini cennete sokacağını belirtmiştir.Evet,cennete kimsenin tekelinde değil.AmaAllah ; Kelam’ı olan Kur’an’da açıkça belirtiyor ki Müslüman olmayanlar (yani yahudiler,hristiyanlar ve budizm,şamanizm gibi sapık inançlara mensup kimseler) cennete giremez.Onların yeri ebedi cehennemliktir.Bu konulrla ilgili ayetleri ve reddiyeleri sitemizde bulabilirsiniz.İşte yazarın yazıda verdiği sinsi mesaj ; “Yahudi ve Hristiyanlar cennete girebilir mi?” sorusu üzerine ; “İslâm uleması bu konuyu asırlardır tartışmaktadır.Cennet kimsenin tekelinde değil,Allah bilir” diyerek,sanki Yahudi ve Hristiyanların cennete girmelerine ihtimal varmış gibi mesaj vermektedir.Artık UYANMA vakti.Bu yazıları herkese yayalım.Gerçeği ilmi şekilde anlatalım.

|| İslamiKoru ||

Ilımlı İslam ve Diyalog&Hoşgörü Tehlikesi

9 Yorum

Başta ülkemiz olmak üzere tüm dünya müslümanlarına oynanan sinsi bir oyun .. Ilımlı islam ve DİYALOG .. Ilımlı İslam ve Diyalog,Müslümanları Hristiyanlaştırma çabasının bir ürünü olmakla beraber,Kur’an’dan ayetler ile birlikte birçok delil ile reddiyelerimizi sitemize bulabilirsiniz.Aşağıdaki konulara göz atmak ve bu konuları herkese anlatıp yaymak,her müslümanın üstüne bir vazifedir.Çünkü bu,ciddi bir tehlikedir.
(KONU 1 ; TIKLAYINIZ)  ALLAH KATINDA HAK DİN ANCAK İSLAMDIR !

(KONU 2 ; TIKLAYINIZ)  “İBRAHİMİ DİNLER” KAVRAMI İSLAMİ BİR İFADE DEĞİLDİR !

(KONU 3 ; TIKLAYINIZ)  PEYGAMBERE İNANMAK CENNETE GİRMEYE YETMEZ !

(KONU 4 ; TIKLAYINIZ)   YAHUDİ VE HRİSTİYANLAR SADECE ‘ALLAH’A VE AHİRET GÜNÜNE’ İNANARAK CENNETE GİREMEZ !

(KONU 5 ; TIKLAYINIZ)  CÜBBELİ AHMET HOCA – DİYALOG TEHLİKESİ!Nİ ANLATIYOR

(KONU 6 , TIKLAYINIZ)   CÜBBELİ AHMET HOCA – YAHUDİ VE HRİSTİYANLAR CENNETE GİREMEZ !

(KONU 7 ; TIKLAYINIZ)   HAYRETTİN KARAMAN’A REDDİYE (BAKARA SURESİ;62.AYET TEFSİRİ)

DİYALOGÇULARA YAPILAN VE SİTEMİZDE YER ALAN TÜM REDDİYELER İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

Older Entries