Kendisinin ‘şia’ yanlısı olduğunu bildiğimiz Mustafa İSLAMOĞLU, internet sitesinde kendisine ‘kabir azabı’ hakkında sorulan 2 ayrı soruya verdiği cevaplarda ; kendisinin Mutezile yolunu takip ettiği şüphesini doğurmaktadır.Mutezile‘nin bazısı kabir azabını inkar etmiştir.Zaten Şia’da Mutezile’nin bir çok görüşü ile aynı görüştedir.Mutezile mezhebi tarihe karışmışken,görüşlerini ŞİA benimsemiştir.
Bu bilgilendirme ışığında,Mustafa İSLAMOĞLU’na kendi internet sitesinde sorulan 2 soruya cevaplarını inceleyelim.
SORU 1 : Kabir azabı olduğuna inanmayan arkadaşım var. Kendisinin Kur’an-ı Kerim’i incelediğini ve kabirle ilgili bir bilgi bulamadığından inanmadığını söylüyor. Kesin delilleri nerede geçmektedir?
M.İSLAMOĞLU’nun Cevabı : Kabir azabı, İslam ekolleri arasında temel bir tefrika konusu olmuştur. Savunanlar da reddedenler de Kur’an’dan bazı âyetleri delil getirmişler, fakat bu deliller doğrudan kabir azabının varlığına ya da yokluğuna delalet etmediği için iki tarafın tezi de temelsiz kalmıştır. Kabir azabı ancak hadislerle temellendirilebilir. Hadisler ise akaide konu olmazlar. Dolayısıyla kabir azabı iman veya inkârın konusu değildir.
SORU 2 : İşyerindeki arkadaşlarla bir konuda ihtilafa düştük ben kabir azabı olmadığını sadece tasavvuf ehlinin ürettiği bir şey olduğunu söyledim. Kur’anda ve hadislerde böyle bir şeyden bahsedilmediğini söyledim ama Ali İmran suresinin 45. ayetinde sanki kabir azabıyla ilgili bir iz varmış gibi görünüyor?
M.İSLAMOĞLU’nun Cevabı : Bu konuda savunanlar da reddedenler de Kur’an’dan 1300 yıldan beri birbirlerine ayetler delil gösterirler. Ne ki, sizin andığınız ayet de içinde bu mesele Kur’an’dan yola çıkılarak ne savunulabilir ne reddedilebilir. Bu meseleyi savunanlar Hadislerle savunurlarsa daha tutarlı olmuş olurlar. Çünkü sahih hadislerde yer alır. Bu da bu meselenin akidevi olmadığını, Rasulullah’ın ya da daha doğru ifadesiyle ilk neslin gündemini işgal eden yoruma dayalı bir mevzu olduğunu ortaya koyar.
İslamoğluna Cevap ve Açıklama
Sorulan sorular ve verilen cevaplara bakıldığında İslamoğlu’nun ‘kabir azabını’ inkar etmediğini,fakat inkar etmemenin yanında ‘kesin olarak kabul de etmediğini‘ ve “yoruma dayalı bir mevzu olduğunu” söyleyerek,kabir azabına ‘inansa da olur,inanmasa da olur’ tavrıyla yaklaştığını görmekteyiz.
Mustafa İslamoğlu,ilk soruya verdiği cevabın başında “Kabir azabı, İslam ekolleri arasında temel bir tefrika konusu olmuştur” demesine rağmen ikinci soruya verdiği cevabın sonunda kabir azabı konusunun akaid konusu olmadığını söylemiştir.
Akaid inanç esasları demektir.
Tefrika ise ; parçalanmak anlamındadır.Dini konularda tefrika,yani parçalanma,’i’tikadi (yani inanç) konularında olur.Çünkü konular ikiye ayrılır.İnanç ve Amel.İnanç konularını ele alan ilme Akaid/İtikat,Amel konularını ele alan ilme ise Fıkıh ilmi denir. Daha fazla